Meclis Konuşması
“Fikri Sınai Mülkiyet Hakları” Konusunda Bakan Özlü’den İSO’ya Tam Destek Geldi
- 24.08.2016
- Meclis Konuşması
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin Ağustos ayı olağan toplantısı, “Türkiye İçin Ekonomide Yeni Bir Başarı Hikayesi Planlanırken Sanayimizin Geleceği ve Üstleneceği Rol” ana gündemi ile 24 Ağustos 2016 tarihinde yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından yönetilen Ağustos Meclisi toplantısının konuğu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü oldu.
İSO Meclisi’nde bir konuşma yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 15 Temmuz’dan sonra bütün Türkiye’nin gözünün açıldığını ve sorumluluğunun arttığını söyledi ve “Bu dönem bize ekonomimizin ve demokrasimizin ne kadar güçlü olduğunu gösterdi” dedi. Bundan sonra Türkiye’nin yapması gereken en önemli şeyin yatırımların ve istihdamın önünü açmak olduğunu vurgulayan Özlü, Türkiye’nin hedeflerinin değişmeyeceğinin altını çizdi. Türkiye’nin yeni sanayi devrimini es geçemeyeceğini, evinde seyredemeyeceğini belirten Bakan Özlü, “4. Sanayi Devrimi’ni geriden takip etme lüksümüz yok. Bu konuda İstanbullu sanayicilerin öncülük etmesini istiyoruz” diye konuştu.
İstanbullu sanayicilerin OSB’ler ile ilgili sıkıntılarını dinleyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, bu konuda sanayiciyi rahatlatacak ortak bir çözüm bulmak için bakanlık yetkilileri ile İSO’nun ortak bir çalışma toplantısı yapmasını istedi. Bu toplantının bakanlık olarak üzerinde durdukları yeni nesil OSB’ler ile ilgili çalışmalara da ışık tutacağını söyleyen Bakan Özlü, en kısa zamanda toplantılara başlanmasını istedi.
Meclis gündemine ilişkin konuşmasında İSO Başkanı Bahçıvan da “Üretimin önündeki engelleri kaldıracak olan Üretim Reform Paketi, yeni ekonomimize ışık tutacak. Diğer yandan yeni nesil OSB’lerin altyapısı, lojistik ve enerji olanakları kamu tarafından karşılanmalı. OSB’lerde araziler ve binalar uzun süreli kiralanarak rant değeri oluşmasının önüne geçilmeli” şeklinde konuştu.
Meclis toplantısında İSO Başkanı Bahçıvan’ın Fikri Sınai Mülkiyet Hakları ile ilgili söylemine Bakan Özlü’den sıcağı sıcağına yanıt geldi. Bahçıvan’ın bu konudaki ”Fikri Sınai Mülkiyet Hakları Kanun Tasarısı”nın bir an önce yasalaşması da hem yerli hem de uluslararası yatırımcılar için bu süreçte büyük bir önem arz etmektedir” şeklindeki sözlerine Bakan Özlü TBMM’nin açılması ile birlikte ekim ayında gündeme alacakları ilk yasanın Fikri Sınai Mülkiyet Hakları Kanun Tasarısı olacağını ve tasarıyı en kısa zamanda yasalaştıracaklarını açıkladı.
İstanbul Sanayi Odası Ağustos ayı Meclis olağan toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay, gündemdeki gelişmeleri değerlendirdiği konuşmasında özetle şöyle konuştu:
“15 Temmuz darbe girişimi ile ülkenin ne kadar büyük bir tehlike ile karşı karşıya kaldığını gördük. Bu olayı Türkiye’nin 11 Eylül’ü olarak adlandırabilmemiz mümkün. Türkiye özellikle son zamanlarda zor dönemlerden geçiyor. Geçtiğimiz günlerde yaşanan terör olayları da bunun bir göstergesi. Öte yandan bugün Suriye sınırına bir harekat söz konusu. Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit edenlere karşı her türlü harekatın başarılı olmasını diliyoruz. Ayrıca devletin tüm kurumlarına sızan tehdidin de bertaraf edilmesini destekliyoruz. İş dünyasında bulunanların da hukuk ve adalet sistemine uygun olarak temizlenmesi konusunda İSO olarak hükümetimizi destekliyoruz. Ancak tüm yaşananları dünyaya doğru anlatmak gerektiğini düşünüyoruz ve aslında önümüze bakma zamanımız geldi. Bu süreçte daha çok üretmeliyiz. Yatırımlara aralıksız devam edeceğiz. Türkiye dünyada örnek olarak gösterilen hatırı sayılır bir ülke. Bundan sonra yeni bir başarı hikayesine ihtiyacımız var ve bu görev biz sanayiciler olarak omuzlarımızda. Başarının yolu sanayiden geçmektedir. AR-GE teşvikleri ile ilgili faaliyetlerden dolayı çok mutluyuz. Teknoloji platformunu son derece önemsiyoruz. Artık Türkiye’nin yüksek teknolojiye geçmesi ile ilgili sorunu çözmesi gerektiğiniz düşünüyoruz.”
İSO Meclis Başkanı Okyay, daha sonra kürsüye Meclis ana gündemine ilişkin konuşmasını yapmak üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı davet etti. Konuşmasına Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın sanayiciler için öneminden söz ederek başlayan Bahçıvan, kendilerine yol gösteren, kendilerine en yakın çalışacakları ve sanayinin geleceğini birlikte şekillendirecekleri bakanlığın Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olduğunu dile getirdi. Bu nedenle İstanbul Sanayi Odası olarak Bakan Özlü’yü “Türkiye’ye Güvenenler, Türkiye’de Üretenler” toplantısının ardından yaklaşık 10 gün sonra Meclis toplantılarında ağırlıyor olmaktan büyük bir memnuniyet duyduklarının altını çizdi. Bahçıvan, Özlü’nün bakanlığı döneminde işbirliğini daha verimli ve daha ileri noktaya taşıyacaklarına inandıklarını söyledi.
Türkiye için ekonomide yeni bir başarı hikayesi planlanırken, sanayinin geleceği tartışılırken; bu plan ve tartışmaların dünyadaki gelişmelerle uyumlu olmasının büyük bir önem arz ettiğine dikkat çeken Bahçıvan, hızla gelişen teknolojinin dünyayı köklü bir şekilde değiştirdiğini ifade etti. Hem günlük yaşamda hem üretim sürecinde bir paradigma değişimi yaşandığını kaydeden Bahçıvan, daha birkaç yıl önce hayal bile edilemeyen teknolojik gelişmelere tanık olduklarını belirtti. Bahçıvan “Büyük veri” olarak adlandırılan dijital bilgi birikimi artarken, yapay zekaya sahip akıllı makinelerin kendini geliştirmeyi öğrendiğini dile getirdi. Üç boyutlu yazıcıların ise üretim hayatında devrim yaratabilecek bir şekilde geliştiğine işaret eden Bahçıvan, sadece verileri iletmekle ve depolamakla kalmayan, veri üreten ve veri değerlendiren akıllı ürünlerin yeni nesil ticaret ağlarının oluşmasında rol oynadığına dikkat çekti.
Teknolojide yaşanan bu gelişmelerin tarihteki deneyimlerin de gösterdiği gibi, herkes için olumlu sonuçlar doğurmayacağını hatırlatan Bahçıvan, kimi ülkelerin kazanacağı kimilerinin kaybedeceği zorlu bir rekabet ortamının bugünkü küresel dünyanın bir realitesi olduğunu söyledi. Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şunu çok açık bir şekilde ifade etmekte fayda görüyorum: Düşük katma değerli geleneksel bir üretim yapısını sürdürerek küresel rekabette yer almak artık mümkün değil. Bu süreçte bilim, eğitim, teknoloji ve inovasyona önem veren, bu alanlara uzun vadeli yatırım yapan ülkeler kazanacak. Daha önce Sanayi Bakanlığı olarak adlandırılan bakanlığımızın adının Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı şeklinde değişmesi, basit bir isim değişiminin ötesinde bir vizyon değişikliğini ifade ediyor. Ürettiklerimize daha çok katma değer, daha çok yenilik, daha çok akıl katmamız gerekiyor. Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın ifade ettiği ‘Şimdi yapmamız gereken, sattığımız her malın birim değerini artırmaktır’ tespitlerine katılmamak mümkün değil. Dolayısıyla ana gündem maddemizin odağında olan yeni ekonomi hikayemizde, teknolojinin ağırlığının daha yüksek olduğu bir üretim ve ihracat kompozisyonu oluşturmak zorundayız.”
Bu ayın başında Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda yapılan düzenlemeler kapsamında, AR-GE merkezlerinde istihdam edilecek tam zamanlı eşdeğer personel sayısının en az 15 olarak belirlenmesinin birçok firmanın AR-GE Merkezi kurmasına imkan sağlayacağını belirten Bahçıvan, AR-GE merkezi teşvik sınırlamalarının personel sayısının ötesinde, oluşturacakları nitelik ve değer bazında da değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
Bu ayın başında açıkladıkları “Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının 2015 sonuçlarının bu görüşü desteklediğini ifade eden Bahçıvan, İSO 500’e göre nispeten daha KOBİ ölçekli olan şirketleri kapsayan İkinci 500’deki yüksek teknoloji yoğunluklu sektörlerin brüt katma değer içindeki payının arttığı bilgisini verdi. 2014 yılında yüksek teknoloji yoğunluklu sanayiler grubunun yüzde 4,3 olan payını, 2015 yılında yüzde 6,6’ya çıkarmış olmasının gelecek adına iyimser olmalarını sağladığını kaydeden Bahçıvan, AR-GE harcamalarının 2015’te bir önceki yıla göre yüzde 26,9 gibi yüksek bir oranda artmış olmasının da bu konuda memnuniyet ve umut verici olduğunu dile getirdi.
Bakan Özlü’nün “üretimin önündeki engelleri kaldırmayı, Türkiye’yi hedeflerine taşıyacak yatırımların yolunu açmayı” hedefledikleri sözleriyle açıkladığı üretim reform paketini yürekten desteklediklerini dile getiren Bahçıvan, bu çabaların üretim aşkına yeni bir ivme kazandırarak Türkiye’nin kalkınmasına, toplumsal refahın artmasına önemli katkılar sunacağını söyledi. Sanayi ve sanayicinin reformcu bir teşvik sistemine ihtiyaç duyduğunu kaydeden Bahçıvan, bölge bazlı kalıplaşmış teşvikler yerine, adeta terzi modeli gibi, firmaların ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran, firma ve proje bazlı yeni bir model hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
Bahçıvan, genel çatısı ve ihtiva edeceği yeni destek argümanlarıyla bire bir İstanbul Sanayi Odası’nın önerilerini kapsayan bir modelin hazırlığı içinde olunmasını sevindirici bulduklarını ekledi.
Bahçıvan şöyle devam etti:
“Biz sanayicileri çok yakından ilgilendiren bir başka konu da Organize Sanayi Bölgeleri’dir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bu konuda da yoğun bir çalışması var. Yılsonuna kadar sekiz OSB’nin açılacak olması ve çağdaş bir anlayışla hazırlığı yapılan ‘Yeni Nesil OSB’ler konusundaki çalışmaları, sanayimizin dönüşümüne hiç kuşkusuz çok büyük katkı yapacaktır. Yeni nesil OSB’lerin altyapısı, lojistik olanakları, arıtma ve geri çevrim tesisleri ile enerji olanaklarının kamu tarafından karşılanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu OSB’lerde teknoloji geliştirme ve mükemmeliyet merkezleri, araştırma ve eğitim kurumları ve laboratuvarlar yer almalı, üniversite-sanayi işbirliği sağlanmalıdır. Özel kurumlar tarafından işletilen yeni nesil OSB’lerde araziler ve binalar uzun süreli kiralanmalı, rant değeri oluşmasının önüne mutlaka geçilmelidir.”
Üyelerinin İSO hizmetlerine çok daha kolay ve hızlı ulaşabilmesini sağlamak amacıyla 2014 yılı Mart ayında Avrupa yakasında Yenibosna Temsilciliği’ni, Anadolu yakasında ise Ümraniye Temsilciliği’ni açtıklarını hatırlatan Bahçıvan, o günden bu yana geçen sürede temsilciliklerin üyeleri nezdinde yarattığı memnuniyete yakinen şahit olduklarını ve bu anlamda çok olumlu geri dönüşler aldıklarını söyledi. Bahçıvan, bölge sanayicilerinden aldıkları talepleri göz önüne alarak Tuzla Hizmet Birimi’ni açacaklarını açıkladı. Bahçıvan, hizmet biriminin 29 Ağustos 2016 Pazartesi günü itibari ile İstanbul Anadolu Yakası OSB içerisindeki ofiste hizmet vermeye başlayacağını dile getirdi.
Daha sonra kürsüye gelen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul, Türkiye’nin özüdür, özetidir” sözleriyle başladı. Türkiye’yi anlamak için İstanbul’u anlamak gerektiğini belirten Özlü, Türkiye’nin sanayisini anlamak için de İstanbul’un sanayisini anlamak gerektiğini söyledi. Birçok Meclis Üyesinin sadece İstanbul’da değil, Anadolu’nun dört bir tarafında yatırımları bulunduğunu dile getiren Özlü, İSO Meclisi’nde konuşmuş olmanın aslında tüm Türkiye ile de konuşmuş olmak anlamına geldiğine işaret etti. Özlü, İstanbul Sanayi Odası’yla her fırsatta bir araya gelmeye ayrı bir gayret göstereceğinin altını çizdi.
Özlü şöyle devam etti:
“Sanayimizi geliştirmek için hangi yasal düzenlemeyi yapmak gerekiyorsa, hangi adımı atmak gerekiyorsa, bunları sizinle birlikte yapacağız. Sizlerle sürekli dirsek teması içinde olacağız. Türkiye sanayisinde ciddi bir dönüşüm başlatmamız gereken bir dönemin eşiğindeyiz. İstanbul’un yeni nesil sanayi uygulamalarına geçişte, Türkiye’ye öncülük edeceğine olan inancımı da sizlerle paylaşmak istiyorum.”
İstanbul Sanayi Odası’nın 12 Ağustos’ta düzenlediği “Türkiye’ye Güvenenler Türkiye’de Üretenler” toplantısından bahseden Özlü, kendisinin de katıldığı bu toplantıda Türkiye’de üretim yapan uluslararası firmaların yöneticileriyle birlikte uzun değerlendirmeler yaptıklarını dile getirdi. Toplantının başlığı olan Türkiye’ye Güvenenler Türkiye’de Üretenler’in bile toplantının önemini gösterdiğini dile getiren Özlü, 15 Temmuz travmasını bu derece hızlı bir şekilde geride bırakılmasında, bu tür etkinliklerin de çok önemli bir rol oynadığını ifade etti.
Özlü konuşmasında şöyle konuştu:
“Hükümetler ile iş dünyası arasındaki hedef birliğinin ve uyumun çok önemli olduğunu düşünüyorum. İş dünyamız ve kamu arasında çok iyi bir uyum oluştuğunu görüyor olmak, doğrusu gelecek adına umutlarımı artırıyor. Hükümetlerimiz ve özel sektörümüz birlikte çalışarak, bu ülkeye çok önemli başarılar yaşattık. 2002’de düşük gelir seviyesinden aldığımız bu ülkeyi, orta gelir seviyesine taşıdık. İnşallah, yine sizlerle birlikte, Türkiye’yi, yüksek gelir seviyesine sahip ülkelerden biri haline de getireceğiz. Bugün sanayicilerimizin de hükümetimizin gündemi ortaktır: Gündemimiz nitelikli üretimdir.”
Türkiye’de AR-GE harcamalarının ciddi şekilde arttığını belirten Özlü, 2014 yılında, tarihimizde ilk defa, AR-GE harcamalarının milli gelire oranının yüzde 1’i geçtiğini söyledi.
Bu artışta, özel sektöre verdikleri desteklerin önemli bir rolü olduğuna dikkat çeken Özlü, verilen destekleri sürekli güncellediklerini, AR-GE ve yenilik ekosistemini sürekli güçlendirdiklerini. AR-GE Reform Paketi’ni bu amaçla hayata geçirdik, AR-GE Reform Paketi’yle hayata geçen yasal düzenlemelerin ikincil mevzuatını da geçtiğimiz günlerde yayınladıklarını ifade etti.
Özlü, yeni dönemde, bakanlığın en öncelik vereceği konuların başında dördüncü sanayi devrimi olduğunu söyledi. İstanbul’daki sanayicilerin, Türkiye’ye bu süreçte öncülük etmelerini beklediğini dile getiren Özlü şöyle devam etti:
“Önceki üç sanayi devrimini hep geriden takip ettik. Bu nedenle, yıllarca ekonomik açıdan istediğimiz seviyenin altında kaldık. Bu yeni sanayi devrimini de geriden takip etmek gibi bir lüksümüz asla bulunmuyor. Yeni sanayi devrimi, temel olarak akıllı üretim sistemlerine dayanıyor. Bu süreç, zincirleme bir şekilde, hem üretilen ürünleri hem de o ürünleri üretme biçimimizi değiştirecek. Seri üretim, yerini neredeyse tamamen kişiselleştirilmiş bir üretim anlayışına terk edecek. Bu süreçte bazı yeni sektör ve teknolojiler öne çıkacak. Özellikle yapay zeka, bulut bilişim, büyük veri, otomasyon, robotik teknolojiler, Nesnelerin İnterneti, 3-D yazıcılar ve sensörler, öne çıkan yeni teknoloji alanları olacak. Ancak şu hususa dikkat etmek gerekiyor: Bu yeni teknolojilerden bütün sektörler hep birlikte etkilenecek. Mesela otomotiv sektöründeyseniz, aracınızda sensörler ve yapay zeka teknolojileri kullanacaksınız. Beyaz eşya üretiyorsanız, ürettiğiniz beyaz eşyaların birbirleriyle veya başka cihazlarla etkileşim ve iletişim içinde olması icap edecek. Bugün tabletlere veya cep telefonlarına olduğu gibi, yarın bir torna tezgahına da uygulama indirmeye ihtiyacınız olacak. Yakın bir gelecekte, ürettiğiniz gömleğin de internete bağlanabilmesi, kullanıcının giyim tercihiyle ilgili bilgileri belirli data merkezleriyle paylaşabilmesi gerekecek. En önemlisi de şudur: Öyle bir dönem yaklaşıyor ki, ne üretirseniz üretin, onu akıllı fabrikalarda üreteceksiniz.”
İSO Ağustos ayı Meclisi’nde Oda Yönetim Kurulu’nda geçtiğimiz günlerde gerçekleşen görev değişimleri ile ilgili de İSO Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından bilgilendirme yapıldı. Bahçıvan bu konuda “Yönetim Kurulu üyelerimizden Sayın Ali Ulvi Orhan ve Sayın Mehmet Ata Ceylan görevlerinden ayrılmışlardır. Ayrılan Yönetim Kurulu üyelerimizin yerine iki yeni arkadaşımız katıldı: Sayın Aydın Aslandağ ve Sayın Serdar Urfalılar’a bu yeni görevlerinde başarılar diliyorum, hayırlı olsun” dedi.
İSO Ağustos ayı Meclis toplantısında ayrıca Serdar Urfalılar’dan boşalan İSO Meclis Başkanlık Divanı Katip Üyeliği için bir seçim yapıldı. Seçim için öncelikle sandık kurulu oluşturuldu ve ardından Meclis Üyeleri tek tek oyunu kullandı. Yapılan seçimin ardından Kemal Akar Meclis Başkanlık Divanı Katip Üyeliğine seçildi. Akar kürsüye gelerek “Birçok görevim olduğu halde yeni bir görevi üstlenmekte ilk olarak tereddüt ettim. Ama İstanbul Sanayi Odası olduğu için görevi üstlenmek istedim. Üç dönemden beri mecliste görev yapıyorum. Verdiğiniz oylar için teşekkür ederim” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından İSO Meclis Üyeleri de Meclis gündemi ile ilgili söz alarak değerlendirmelerde bulundu.