İSO Aralık Ayı Olağan Meclis Toplantısında 2024 Beklentileri ile İSO’nun Yeni Hedef ve Projeleri Görüşüldü

  • Meclis Konuşması
aralik_meclis_manset

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin aralık ayı olağan toplantısı, “2023’ü Değerlendirirken; Küresel Gelişmeler Eşliğinde Sanayimizin, Ekonomimizin 2024’ten Beklentileri, İSO’nun Yeni Hedef ve Projeleri” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz’ın başkanlık ettiği Meclis toplantısı İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve basın mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildi. Meclis toplantısında İSO’nun 2024 bütçesi görüşülerek Meclis Üyelerinin görüş ve onayına sunuldu. Yapılan oylamada İSO 2024 bütçesi oy birliği ile kabul edildi.

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan meclis konuşmasında, “Yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu hedefleri bir nihai nokta değil, bilakis ara hedefler olarak görüyoruz. Programda ortaya konan makro hedefleri yapısal reformların izlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Orta Vadeli Program’da ortaya konulan hukuk başta olmak üzere yapısal dönüşüm vizyonunun kağıt üstünde kalmaması çok önemli. Ülkemizde sadece makro ekonomik dengeleri değil, yatırım iklimini de onarmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Aralık ayı olağan Meclis toplantısında, İSO’nun Ekonomik Araştırmalar ve Kurumsal Finans Şubesi, Sürdürülebilirlik ve Koordinasyon Şubesi, Çevre ve Enerji Şubesi, Afet Yönetimi Şubesi, AR-GE ve Teknoloji Şubesi, AB ve Uluslararası İlişkiler Şubesi, Eğitim Şubesi, Çalışma Hayatı ve Mesleki Gelişim Şubesi, Üyelik İşleri ve Kapasite Şubesi, Bilgi Teknolojileri Şubesi müdürleri ve İSO Endüstriyel Tasarım ve Prototipleme A.Ş. Genel Müdürü, 2024 yılı planlamaları ile ilgili sunum yaptılar.

2023 yılında İstanbul Sanayi Odası Vakfı’na (İSOV) üye olarak katılan İSO Meclis ve Meslek Komiteleri Üyeleri’ne rozet takdimin töreni düzenlendi. Şu isimlere rozet takdiminde bulunuldu:

Ayhan Yerebakan, Ahmet Sakur, Ayhan Yıldızeli, Aziz İyiokur, Emre Duran, Enver Sedat Çelik, Gökhan Akdeniz, Hakan Koçak, Hikmet Sakur, Kadir Can Kozan, Kerim Müderrisoğlu, Mehmet Akif Kazmaz, Mehmet Şenocak, Melih Şahinöz, Muharrem Sinan Kılıç, Murat Çökmez, Murat Kandemir, Murat Özadam, Orkun İyiokur, Sarp Çakıroğlu, Savaş Bilgin, Zekeriya Acar.

İSO Aralık ayı olağan Meclis Toplantısı İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz tarafından açıldı. Yılmaz, aralık ayı olağan Meclis toplantısının ana gündem başlığına yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:

“Teknolojik dönüşümün devam etmesi, yeşil ekonomiye geçiş sürecinin hızlanması, sürdürülebilirlik odaklı politikaların ve üretim yöntemlerinin daha da önem kazanması gibi faktörler ile dijitalleşme ve yapay zeka gibi alanlarda teknolojik yeniliklere odaklanmak, yetenek geliştirme programları oluşturmak ve uluslararası iş birliklerini artırmak gibi adımlar küresel rekabet gücümüzü artırmak adına sanayi ve teknoloji alanlarına odaklanmanın sürdürülmesi önceliklendirilmelidir.

2024’te bizleri bekleyen zorlukları fırsata çevirmek ve süründürülebilir bir büyüme elde etmek adına birçok alanda iş birliği yaparak farklı ve başarılı projelere imza atmak hedefleri ışığında Türk iş dünyası temsilcileri olarak hep birlikte ülkemizin sanayi ve ekonomisini daha ileri taşıyacak adımları kararlılıkla atmak istiyoruz.”


İSO Meclis Başkanı
Ender Yılmaz

İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz gündeme dair konuşmasının ardından açılış konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı kürsüye davet etti. Faaliyetlerini sürekli gözden geçirerek daha iyiye ulaşmanın gayreti içinde olduklarını ifade eden Bahçıvan, “Tabii bundan esas amacımız odamızı geliştirmek, marka değerini artırmak ve bu suretle kıymetli üyelerimiz olan sanayicilerimize daha iyi ve nitelikli hizmet sunmaktır. Üyelerimize en iyi şekilde hizmet vermek ve odamızın faaliyetlerini etkinlikle yürütmek yönetim kurulumuzun önceliğidir. Bu önceliğimizi vurgularken, gelirlerimizle giderlerimiz arasındaki uyumu gözeten bütçe disiplinine her zaman önem veriyoruz” dedi.


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

Her dönemin kendine has özellikleri olduğunu kaydeden Bahçıvan, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bu dönemin başlıca özelliği hız. Hız çağında yıllar ve günler eskisinden çok çabuk geçiyor. Yeni yıl, yeni umutlar ve beklentiler demek. Geride bırakacağımız yılın muhasebesini yaparken öncelikli dileğimiz; en azından, geride kalan yıldan daha iyi bir yıl olması temennisiyle 2024 yılının dünyaya, ülkemize barış ve bereket, hepimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesidir. Dünya ekonomisinde 2023 yılı, 2022’de yaşanan şokların devam eden olumsuz etkilerini miras aldı. Gelinen noktada küresel ekonomik ortam, dipten dönüş sinyallerine rağmen, halen ülkemiz ekonomisi için destekleyici olmaktan uzak. Bunun ana sebeplerinden biri yüksek faiz ortamı. Son verilere baktığımızda, enerji şokunun büyük oranda atlatılmasıyla enflasyon geri çekilirken büyük merkez bankaları da faiz artırımlarını hemen hemen sonlandırmış durumda. Yine de dünya enflasyon karşısında mutlak zafer ilan edebilmiş değil. Faizler muhtemelen 2024’ün ilerleyen dönemlerine kadar yüksek kalacak.”

Bu koşullar altında, büyümede zayıflığın gelecek yılda da sürmesinin beklendiğine vurgu yapan Bahçıvan, yılın ilk ve ikinci yarısının birbirinden oldukça farklı olmasının mümkün olduğuna dikkat çekti. İlk yarıda mevcut yavaşlama eğilimi devam etse de yılın ikinci yarısı itibarıyla faiz indirimlerinin de gündeme alınmasıyla birlikte toparlanmanın başlayabileceğini söyleyen Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yılın ilk yarısında zorlu koşulların bizi bekleyeceği açık olsa da 2024’ün ikinci yarısından itibaren daha sağlıklı bir tablonun şekilleneceğini düşünüyoruz. Türkiye’nin 2023’üne bakıldığında ekonomi politikalarında önceki iki yıldan miras kalan bir tablo ile yıla başlandı. Sürdürülebilirliğine dair birçok soru işareti barındıran ekonomi politikası çerçevesine, bir de 2023’ün başında yakalandığımız deprem felaketinin iktisadi maliyeti ve seçim belirsizlikleri eklendi. Yıl ortalarına geldiğimizde, artık köklü bir değişim ihtiyacının kendisini dayattığı gerçeği genel kabul görmüş durumdaydı. Mayıs ayındaki seçimlerden sonra ‘rasyonele dönüş’ sloganıyla göreve başlayan yeni ekonomi yönetimi ise büyümede nicelik kadar niteliği de ön plana çıkaran ve enflasyon başta olmak üzere temel kırılganlıklarımızı en aza indirmeyi gözeten bir yol haritası ortaya koydu. Para politikası yüksek enflasyonla mücadele doğrultusunda yeniden kurgulandı. Kredi politikasında ihracat ve yatırımı önceliklendiren, ‘selektif’ bir yaklaşım hayata geçirildi.”

Kırılganlıkların azaldığı, büyümenin daha dengeli bir bileşime kavuştuğu bir modelin uzun vadede sağlayacağı kazanımların azımsanmaması gerektiğinin altını çizen Bahçıvan, şunları söyledi:

“Yeni ekonomi yönetiminin ortaya koyduğu hedefleri bir nihai nokta değil, bilakis ara hedefler olarak görüyoruz. Programda ortaya konan makro hedefleri yapısal reformların izlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira gelinen noktada üretimde yapısal dönüşüm artık ertelenebilir veya tali bir gündem olmaktan çıkmış, kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Türkiye olarak, sanayimizin ölçek sorunundan iş gücü vasfına kadar tamamlamamız gereken ciddi eksiklerimiz var. Bu tabloda, ekonominin paydaşları olarak dezenflasyon ve ekonomik dengelenme doğrultusunda yaşadığımız geçiş sürecine katkı sağlarken, aynı zamanda üretimde verimlilik ve teknoloji açığımızı kapatacak kapsamlı bir reform sürecine de odaklanmamız gerekiyor. Zira üretimde katma değer ve teknoloji odaklı bir dönüşüm, maliye ve para politikasının çok ötesine geçerek, eğitim, altyapı, işgücü piyasası, teşvik sistemi gibi pek çok alanda bütüncül bir stratejik planlama gerektiriyor. Bu açıdan baktığımızda, Orta Vadeli Program’da ortaya konulan hukuk başta olmak üzere yapısal dönüşüm vizyonunun kağıt üstünde kalmaması çok önemli. Ülkemizde sadece makro ekonomik dengeleri değil, maalesef bir süredir epey yara almış olan yatırım iklimini de onarmamız gerekiyor. Portföy yatırımlarında birkaç haftadır memnuniyetle izlediğimiz toparlanma emarelerinin doğrudan ve kalıcı yabancı yatırımlarda da başlaması bu noktada öncelikli hedeflerimizden biri olmalı.”

Finansman konusunun da genel bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç duyulan alanlar arasında olduğunu kaydeden İSO Başkanı Bahçıvan, “Hiç kuşkusuz, makro istikrar konusunda yol alındıkça, kredi maliyetleri de normalleşecek ve kredi piyasasında yaşanan tıkanmalar zamanla aşılacaktır. Öte yandan sanayimizin yeni nesil finansman modelleriyle buluşturulması ve kredi dışı fonlama kanallarının yerleşiklik kazanması için daha fazla çaba harcamamız gerekiyor. Yerel seçimlerin de geride kalmasıyla önümüzdeki yılın özellikle ikinci yarısından itibaren hiç de kısa sayılamayacak bir seçimsiz dönem ülkemize son derece değerli bir fırsat penceresi sunuyor” ifadelerini kullandı.

Açılış konuşmalarının ardından İSO aralık ayı olağan Meclis toplantısı, İSO Meclis üyeleri kürsüye gelerek geride bırakmaya hazırlanılan 2023 yılına ilişkin değerlendirmeleri ve 2024 yılına ilişkin görüş ve beklentilerini paylaşmasıyla sona erdi.