Meclis Konuşması
İSO Haziran Ayı Meclisi’ne, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır Konuk Oldu
- 21.06.2023
- Meclis Konuşması
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin haziran ayı olağan toplantısı, “Yeni Çağın Sanayisine Odaklı Bir Dönüşüm ve Üretimde Verimlilik Artışı İçin Önceliklerimiz” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz Başkanlığında, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaparak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu toplantıda, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Toplantıya T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Hasan Büyükdede ve Çetin Ali Dönmez, KOSGEB Başkanı Hasan Basri Kurt, Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Fatih Turan, Milli Teknoloji Genel Müdürü Zekeriya Coştu, Konya Sanayi Odası (KSO) Meclis Başkanı ve aynı zamanda Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu Başkanı Memiş Kütükcü ve Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Başkanı Sayın Adnan Ünverdi’nin de katıldı.
Üretim ve sanayide ‘Böyle gelmiş böyle gider’ anlayışının küresel gelişmeler doğrultusunda artık imkansız hale geldiğine dikkat çeken İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan “İSO ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız arasında samimi diyalog daha da pekiştirilip ileri boyutlara taşınarak, yeni çağın sanayisine dönük bir değişim için ‘birlikte başarmak’ modeline dönüşmeli” dedi.
T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da İSO haziran ayı olağan Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Sanayi sektörümüz, ülke kalkınmasının lokomotifi. İmalat sanayinin, ülkemizin ortalama büyümesinden daha hızlı büyümesini sağlamasını hedefliyoruz. Özellikle yüksek teknoloji üretimimiz, sanayinin genel ortalamasının da üzerinde büyüyor. Yüksek teknoloji ihracatımız geçen yıl 7,5 milyar dolar idi. Bu yıl bu rakamın 10 milyar dolar olmasını hedefliyoruz. Bunun için ülkemizde kendi teknoloji girişimlerimiz için 100’e yakın kuluçka programımız var. Teknolojide hedeflere ulaşmamız için paradigma değişimi şart. İHA’lar ile dünyada bir numara olduysak, bunu paradigma değişimine borçluyuz. Bu nedenle savunma sanayindeki başarımızı sivil alanlarda da yaygınlaştıracağız. Milli Teknoloji Hamlesi ile ülkemizin dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden biri olmasını istiyoruz. Bunun için, akıllı ulaşımdan uzay alanına, enerjiden sağlığa pek çok alanda adımlarımız sıkılaşacak. Örneğin TOGG, ülkemizin yeni nesil sanayi politikasının somut örneği oldu. Uçtan uca kamu himayesinde gerçekleştirilen bir özel sektör girişimi oldu. Dolayısıyla gelecekte ülkemizi, Lider Milli Teknoloji Girişimleri olan 5G Haberleşme Teknolojileri, Batarya, Güneş Enerjisi Teknolojisi, Rüzgar Türbünleri, Yüksek Hızlı Tren, Uçan Akıllı Mobilite, Biyoteknolojik İlaçlar, Akıllı Tıbbi Cihazlar, Endüstriyel Robotlar, Yeni Nesil Uydu Girişimi, Teknolojik Gıda Girişimi ve Finansal Teknolojilerde, en az 12 TOGG ile tanıştırabiliriz.”
İSO haziran ayı olağan Meclis Toplantısı İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz tarafından açıldı. Yılmaz, haziran ayı meclis gündemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Teknoloji alanındaki gelişmeler, istenilen hedeflere ulaşmak için büyük fırsatları bizlere sunmakta olup, gelecekte ve içinde bulunduğumuz yüzyılda sanayi ve teknoloji odaklı bir dönüşüm için üretim verimliliğinde öncelikleri belirlemeye yardımcı olabilecek birçok faktörün olduğu da bilinmektedir.
Ancak her sektör ve işletme birbirinden farklı olduğu için, spesifik ihtiyaçlarımızı ve hedeflerimizi göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. İşletmelerde öncelikle sanayi sektöründe kullanılan; Makina, teçhizat, robotik uygulamalar, yazılımlar vb. gelişmiş yeni teknolojiler, üretim süreçlerini dönüştüren ve yenilikçiliği destekleyen önemli yatırımlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün hepimizin bildiği ve konuştuğu teknolojik terimleri olan nesnelerin interneti, otomasyon ve robotik, büyük veri analitiği, yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi alanlarda nerdeyse ışık hızında ilerlemeler yaşanmaktadır.”
İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz, daha sonra gündeme ilişkin konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı kürsüye davet etti. İSO Başkanı Bahçıvan, son dönemde küresel rekabetin yarı-iletkenler, elektrikli araç ve bataryalar başta olmak üzere yüksek teknoloji içerikli bir dizi üründe yoğunlaştığını ve giderek daha karmaşık hale geldiğini söyledi. Bahçıvan konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Bu durum, birçok sektörde üretim modellerinin gözden geçirilmesini gerektiriyor. Nitekim son zamanların ünlü eseri “Girişimci Devlet” adlı kitapta da özlü bir şekilde ifade edildiği gibi; büyük çaplı yatırım ihtiyacı yaratan, dolayısıyla da etkin kaynak tahsisi ve stratejik planlamaya önem kazandıran bu eğilim, hükümetleri sanayi politikalarına daha fazla ağırlık vermeye ve bu konuda çok daha proaktif olmaya zorluyor. “Böyle gelmiş böyle gider” anlayışı belki başka alanlarda geçerliliğini koruyabilir. Ama üretim ve sanayi hayatımızda bu anlayışın kendisine varlık bulması başta teknoloji olmak üzere küresel gelişmeleri dikkate aldığımızda artık imkânsız hale gelmiştir.
Bu noktada, Türkiye’nin en köklü ve en güçlü odalarından biri olan İSO ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız arasında bugüne kadar oluşturulmuş olan samimi diyalogun daha da pekiştirilip ileri boyutlara taşınarak; önümüzdeki dönemde yeni çağın sanayisine dönük bir değişim için “birlikte yapmak”, “birlikte başarmak” modeline dönüşmesini çok önemsiyoruz. Sizin dinamizminiz ve Bakan Yardımcılığınız döneminde iş birliği içinde çalıştığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, desteklerinizi esirgemediğiniz Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi ve Savunma Sanayi Buluşmalarındaki beraberliğimiz; önümüzdeki dönemde birlikte yapmak, birlikte başarabilmek konusunda bizlere güç, umut ve heyecan veriyor.”
İstanbul’un sanayi sektöründe açık farkla çok gelişmiş lider şehir olduğunun altını çizen İSO Başkanı Bahçıvan, şunları söyledi:
“Nitelikli iş gücü oranının yüksek olması, altyapı olanakları, global lojistik ve pazar imkânları İstanbul’u sanayi yatırımları açısından hâlâ önemli ve çekici kılmakta. Bununla birlikte, başta İstanbul olmak üzere, ülkemizde, yeni yatırımlar için özellikle batı bölgelerimizde çok ciddi bir arazi sıkıntısı yaşanmakta, yeni yatırımlar için oluşan maliyetlerde en büyük kalemlerden birisini de arazi maliyeti oluşturmaktadır.
Çözüm olarak İSO’nun uygun devlet arazilerinin özel sektöre uzun süreli kiralama yöntemiyle tahsis edilmesini sağlayacak “Emlak Sanayi” modeli hayata geçirilmelidir. Yine teknolojik yapısıyla gerek iç gerekse dış pazar rekabeti açısından kendisini geliştiren, yeterli bulan sanayi sektörleri de İstanbul çeperlerinde yer almalıdır. Bu amaçla, İstanbul’a yakın bölgelerde “endüstriyel kent” modeliyle tasarlanmış yeni nesil organize sanayi bölgelerinin hayata geçirilmesi önemli. Ayrıca İstanbul’da sanayi tesislerinin depreme dayanıklılık durumunu ortaya çıkaracak bir çalışma yapılması ve kentsel dönüşüme benzer bir “sanayi dönüşümü” projesinin süratle hayata geçirilmesi artık çok kritik ve elzem.”
Konuşmasında Türk sanayisinin rekabet gücünü destekleyecek bütün bu yapısal politikaları ve sektörel stratejileri hayata geçirmenin en önemli koşullarından birisinin; sağlıklı, sürdürülebilir bir makro-finansal istikrar ortamının tesis edilmesi olduğunu söyleyen Bahçıvan “Bu açıdan ülkemizin en acil ekonomik sorunu haline gelen enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğine yönelik verilen mesajlar tüm kesimler açısından çok değerli” olduğunu dile getirdiği konuşmasında bu konuda şunları söyledi:
“Söz konusu mücadelenin başarıya ulaşabilmesi için, ekonominin sağlıklı işleyişi açısından hayati önem taşıyan kamu maliyesi ve bankacılık sistemi gibi alanlarda da akılcı ve tutarlı politikaların hayata geçirileceğine, böylece büyümenin yüksek olduğu kadar nitelikli ve sürdürülebilir bir zemine oturtulacağına da inanıyoruz.
Önümüzdeki süreçte fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesis edilmesi için gerekli adımlar atılırken, diğer yandan üretim hayatımızın bu süreçten olumsuz etkilenmemesi adına sürecin mutlaka “sanayinin finansmanı” hususunu da gözeten dengeli bir yaklaşımla yürütülmesi gerektiğinin de altını çizme ihtiyacını hissediyorum.
Ekonomik dengeler açısından en az para ve finans politikaları kadar önem verdiğimiz kamu maliyesi ise, sosyal refahı destekleme misyonunu yerine getirirken aynı zamanda iş dünyamızın yükümlülüklerini de gözetecek şekilde titizlikle kurgulanmalı, toplumun tüm paydaşlarını kapsayan bir konsensüse dayanmalıdır.
Kamu mali dengeleri gözetilirken ve harcamalarda etkinlik ve rasyonellik yaklaşımı korunurken bir yandan da üretim ekonomisini önceliklendiren, “büyüme ve üretim dostu bir vergi sistemi” ilkesinin hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
Bahçıvan son olarak da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile İSO arasında geçmişten bugüne çözüm odaklı, iş birliğine açık samimi bir bağ bulunduğuna dikkat çekerek “Geçmiş dönemlerdeki bakanlarımızla olduğu gibi sizin bakanlığınız döneminde de hep birlikte ileriye yönelik olarak, ülkemizin kalkınması ve sanayimizin gelişmesi adına, bir kere daha vurgulayacak olursam “birlikte yapacağımız”, “birlikte başaracağımız” sonuç odaklı çalışmalara imza atmak istiyoruz. Bu toplantımızın aramızdaki diyaloğu sağlamlaştırarak arzu ettiğimiz iş birliğini daha da kuvvetlendireceğine tüm kalbimle inanıyorum” dedi.
Daha sonra kürsüye T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır geldi. Bakan Kacır, konuşmasının başında İSO’nun ülkemizde üretim temelli kalkınmanın savunucusu olduğunu söyledi ve şunları söyledi:
“Kurulduğu günden bu yana ülkemizde üretim temelli kalkınmanın savunucusu olan bu güzide Kurum ile her zaman yakın iş birliği içerisinde olduk. Bu çatı altında; geçmiş yıllarda da, “yalnızca İstanbul’u değil tüm Türkiye’yi sanayide nasıl daha ileri noktalara taşırız“ sorusuna hep birlikte cevap aradık” dedi. Önümüzdeki dönemde Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek adına sanayicilerle yakın temaslarını sürdüreceklerini belirten Bakan Kacır, “Yeni Kabinemizin kuruluşunun ardından Odamızın Yönetim Kurulu Başkanı sayın Erdal Bahçıvan benimle hemen irtibata geçti. Kendileri ilk Meclis toplantısına bizleri de davet etti. Gerek geçmişin muhasebesini yapmak gerek de önümüzdeki dönem için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak vizyonumuzu sizlerle paylaşmak, aynı zamanda bu vizyonu somut program ve projelere dönüştürmek üzere seve seve kabul ettim. İnanıyorum ki bu toplantı hem sizler için hem de bizler için verimli geçecek ve sanayimizin istikametinin tayininde önemli bir kilometre taşı olacak” dedi.
Son 5 yıldır gündemde olan ana ilke olan Milli Teknoloji Hamlesi’nin kritik teknolojilerde tam bağımsızlık elde etmek ve ihracatta rekabet gücünü artırmak adına çok kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Bakan Kacır, bunun en güzel örneğinin savunma sanayi alanında elde edilen başarı olduğunu söyledi. Kacır, “Savunma sanayi yatırımları tercih değil, zorunluluktur. 40 yıldır sürdürdüğümüz terörle mücadelede müttefiklerimizin her zaman yanımızda olmadığını gördük. 2000’li yıllarda savunma sanayi alanında yapılan kritik atılımlar sayesinde Türkiye, platformlar üreten, çekirdek teknolojiler geliştiren ve en önemlisi ihraç eden ülke oldu” dedi.
Bakan Kacır konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Dev AR-GE ekosistemisin inşa edildiği bir dönem oldu. Bugün ülkemizde 200’den fazla üniversite bulunuyor, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri’nin sayısı 2001 yılında sadece 2 iken, bugün 98’e yükseldi. AR-GE harcamalarının GSYİH içindeki Payı 2002 yılında sadece yüzde 0,5 iken, bugün yüzde 1,4’e yükselttik. Halihazırda 9.000’den fazla firmanın AR-GE ve inovasyon odaklı çalıştığı TGB’lerde; bugüne dek 52 binden fazla Ar-Ge projesi tamamlandı, 14 binden fazla AR-GE projesi ise sürdürülüyor. Sayıları 1.500’ü aşan Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri ile özel sektörümüzün AR-GE kapasitesini güçlendirdik. Üniversite-sanayi iş birliğine dayalı ekosistemi hayata geçirdik.”
Sanayi sektörünün Türkiye’nin kalkınmasında lokomotif konumuda olduğunun altını çizen Bakan Kacır, 20 yıllık dönemde sanayi büyüdükçe ülke ekonomisinin de büyüdüğünü söyledi. Kacır şunları söyledi:
“2022-2018 yılları arasında ekonomik büyüme hızı ile sanayinin büyüme hızı paralellik gösterdi ve sanayinin milli gelir içerisindeki payı artış gösterdi. Son 5 yıllık dönemde imalat sanayinin mili gelirdeki payı yüzde 22’nin üzerine yükseldi ve imalatta elde edilen kazanımın önümüzdeki devam edecek. İmalat sanayinin ekonomik büyümeye öncü etmesi ve Türkiye’nin ortalama ekonomik büyümesinden daha hızlı büyümesi temel hedef olarak sürecektir.”
İstanbul sanayisinin 4 ana istikametinin olduğunu belirten Bakan Kacır, “İstanbul sanayisi için dört ana istikamet var. Birincisi, İstanbul sanayisini deprem başta olmak üzere tüm afetlere karşı hazır hale getirmeliyiz. İkincisi İstanbul sanayisinde yüksek teknolojilerin payını artırmalıyız. Üçüncüsü, yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirmeliyiz. Ve son olarak, teknoloji girişimlerini İstanbul'da yeşertmeliyiz" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından, İSO Meclis Üyeleri de ana gündem maddesine ilişkin söz alarak değerlendirmelerde bulundu ve Bakan Kacır’a sorular yöneltti. Gelen soruların Bakan tarafından yanıtlanmasıyla toplantı sona erdi.