Meclis Konuşması
İSO Mart Meclisi'ne Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu Konuk Oldu
- 23.03.2016
- Meclis Konuşması
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi “Değişen Dünyada Sosyal Politikalar, Kadının Üretimde Artan Rolü ve Kadın Girişimciliğinin Ekonomimiz Açısından Önemi” ana gündemi ile 23 Mart Çarşamba günü Odakule Meclis salonunda toplandı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Açılışını İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay'ın yaptığı toplantıda gündemle ilgili konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Türkiye’de girişimcilerin yüzde 15,7’sinin kadın olduğunu vurguladı. Bütünsel ve sürdürülebilir kalkınmanın yolunun kadınları da ekonomik sisteme hem işgücü hem de girişimci olarak entegre etmekten geçtiğini ifade eden Bahçıvan, “Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımının önündeki engeller kaldırıldığında, daha huzurlu bir Türkiye ve dünyaya kavuşuruz” dedi. Kadınların çoğunluğunun eğitim fırsatına sahip olamadığını kaydeden Bahçıvan şöyle konuştu:
“Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30’larda ve OECD ülkeleri arasında geri sıralardayız. Kadınlara yönelik mevcut eşitsizlikleri giderecek başlıca araç eğitim. Araştırmalara göre, kadınların becerilerinden daha iyi yararlanılması durumunda GSYH’da yüzde 2’lik kazanım elde edilmesi öngörülüyor.”
Sema Ramazanoğlu konuşmasında kadın CEO ve yönetim kurullarında kadınların sayısının artırılması konusunda ciddi çalışmalar yaptıklarına değinerek kadın girişimcilerin de finansal kurumların ve kültürün dönüşümüne katkıda bulunduğunu ifade etti. Bakan Ramazanoğlu, kadının duygu ve zekasıyla çağı ve dünyayı değiştirebilen ayrıcalıklı bir güce sahip olduğunu vurguladı.
İSO Meclisi mart ayı toplantısı, İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın konuşması ile başladı. Son dönemlerde yaşanan terör olaylarını lanetleneyen Okyay, İSO Meclis toplantısında ilk kez kadının rölünün tartışıldığını kaydetti. Okyay özetle şöyle konuştu:
"İş kadınları çok önemli başarılara imza atıyor. Geçtiğimiz 10 yılda kadınların ekonomiye katılması yönünde çok önemli adımlar atıldı. Elbette daha alacak çok yolumuz var. Dünya ekonomik forumunun cinsiyet eşitliği raporunda geçen yıl 130. sıraya geriledik. Türkiye'de halka açık şirketlerin sadece yüzde 3,1'inde kadın CEO'lar görev yapıyor. Yönetim kurullarında yüzde 20 kadın kotası uygulanması gerektiği görüşündeyim. Dünyada başarılı Türk iş kadınları var. Fırsat bulunduğunda Türk iş kadınının neler yapabileceğini gösteriyorlar. Sanayici kadın girişimcilerin özel bir statüsünün olduğuna inanıyorum. Kadın girişimci oranı Türkiye'de yüzde 8 oranında oysa Almanya'da bu oran yüzde 30'ları buluyor. Türkiye, kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesi birinci kadın devrimine öncü ülkelerden biriydi. Kadınların ekonomiye katılımının sağlanması için ikinci kadın devrimine de öncü ülkelerden biri olabiliriz."
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan konuşmasına Türkiye ve Belçika'da yaşanan terör saldırısını kınayarak başladı. Terörün tek bir coğrafyanın değil, dünyanın sorunu haline geldiğini belirten Bahçıvan, “Gerek Türkiye gerekse Brüksel’deki terör saldırılarında hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum” dedi.
İSO Meclisi’nin ana gündem maddesine ilişkin görüşlerini paylaşan Bahçıvan, günümüz sosyal politikaların odağında yer alan ve toplumun huzurunun bağlı olduğu aile kurumunun giderek zayıflamakta olduğuna dikkat çekti. Bahçıvan, aile birliğinde çökme ve çözülmelerin yaşanmasının, toplumsal sorunları da beraberinde getireceğine değindi. Ailelerin temel direği olan kadınların ise sosyal ve iş hayatına katılımıyla ülkelerin ekonomik ve insani gelişmişliği arasında doğrudan ilişki olduğuna değinen Bahçıvan, “Gelişmiş ülkelerde kadınlar ciddi kazanımlar elde ederken, gelişmekte olan ülkelerde sorunlar devam ediyor. Araştırmalara göre, kadınların becerilerinden daha iyi yararlanılması durumunda GSYH’de yüzde 2’lik kazanım elde edilmesi öngörülüyor” dedi.
Türkiye’de kadın girişimcilerin durumunun parlak olmadığını vurgulayan Bahçıvan, “TÜİK’in 2014 yılı anket sonuçlarına göre, Türkiye’de toplam girişimcilerin sadece yüzde 15,7’si kadın. Bütünsel ve sürdürülebilir kalkınmanın yolu, kadınları da ekonomik sisteme hem işgücü hem de girişimci olarak entegre etmekten geçiyor. Kadınların ekonomik ve sosyal hayata katılımının önündeki engeller kaldırıldığı takdirde daha huzurlu bir Türkiye ve dünyaya kavuşacağımıza yürekten inanıyorum” dedi.
Türkiye’de 25 yaş ve üzeri kadınların yüzde 64,4'ünün en çok ilköğretimi bitirdiğini dile getiren Bahçıvan, eğitimsizliğin kadın istihdamını olumsuz etkilediğini ve ülkemizde kadınların işgücüne katılımının gelişmiş ülkelerin çok gerisinde kaldığını söyledi. Kadınların çoğunluğunun eğitim fırsatına sahip olamamasının, onların istihdamda, karar mekanizmalarında, siyasette yer alamamasına ve çoğu kez aile içi şiddete katlanmasına yol açtığına dikkat çekti. Bahçıvan, “Kadınlara yönelik mevcut eşitsizlikleri giderebilecek, toplumsal dönüşümü gerçekleştirebilecek başlıca araçlardan biri eğitim. Türkiye’de son yıllarda kadınların işgücüne katılım ve istihdamında bir ilerleme sağlandığını biliyoruz. Ancak kadınlarda işgücüne katılım oranı yüzde 30’larda ve ülkemiz bu anlamda OECD ülkeleri arasında geri sıralarda olmayı sürdürüyor” dedi.
Günümüzde dünyanın “çok eşitsiz ve çok adaletsiz” olduğuna da dile getiren Bahçıvan, şunları söyledi: “Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) belirttiğine göre, OECD ülkelerindeki nüfusun en zengin yüzde 10’luk bölümünün ortalama geliri, en yoksul yüzde 10’un gelirinin yaklaşık dokuz katıdır. Aynı doğrultudaki Credit Suisse’in 2015 Küresel Zenginlik Raporu’na göre de dünyadaki varlıkların yarısı, şu anda dünyadaki nüfusun en zengin yüzde 1’i tarafından kontrol edilirken, dünya nüfusunun diğer yarısı hep birlikte küresel zenginliğin yüzde 1’inden daha azına sahip. İşte, bu eşitsizlikler karşısında, toplumsal düzenin korunması ve sosyal barışta sürekliliğin sağlanması için sosyal politikalar büyük bir önem taşımaktadır. Bu konuda, her şeyi elbette devletten beklememeliyiz. Kamunun sınırlı kaynakları nedeniyle dernek ve vakıflar başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları da daha fazla görev ve rol üstlenmelidir.”
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan'ın ardından kürsiye gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, sosyal politikaların amacını açıklayarak sözlerine başladı. Sosyal politikaların çağdaş toplumların refah düzeyini artıran ve gelir dengesizliğini önleyen bir uygulama olduğunu belirten Ramazanoğlu, toplumun özellikle dezavantajlı kesimlerini hedeflediklerini söyledi. Bu kapsamda yürüttükleri hizmetlerin talep odaklı değil arz odaklı olduğunu ifade eden Ramazanoğlu, 2011 yılında müstakil bir bakanlık olarak kurulduklarını kaydetti. Devletin öncelikle kadın, çocuk, engelli, yaşlı, gazi ve şehit yakınları gibi toplumun dezavantajlı kesimlerine odaklandığına değinen Ramazanoğlu, toplumdaki refahı korumayı hedeflediklerine işaret etti.
Bakan Ramazanoğlu, Platon’dan bir alıntı yaparak “Biz devletimizi bütün topluma mutluluk sağlasın diye kuruyoruz. Yoksa bir sınıf, ötekilerden daha mutlu olsun diye değil” dedi. Sosyal politikaların çağın ihtiyaçlarına göre şekillendiğini belirten Ramazanoğlu, 2002 yılında 1.3 milyar TL olan sosyal yardımların 2015 yılında 28.5 milyar TL olduğu bilgisini verdi. Öncelikli hedef kitlelerinin kız çocukları ve yaşlılar olduğuna değinen Ramazanoğlu son 4 yıldır Türkiye’de bulunan Suriyeli sığınmacılara da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı şemsiyesi altında yardım yapıldığını iletti.
Sosyal politikalar alanında attıkları üç adım olduğunu belirten Ramazanoğlu bu adımları şöyle sıraladı: Sosyal yardımlaşmanın dijital sistem altına alınması, teşkilatın yeniden yapılandırılması ve Aile Sosyal Destek Projesi’nin tabana yayılması. Her ailenin bir sosyal danışmanı olması konusunda çalışmalar yaptıkları bilgisini veren Ramazanoğlu, terör mağduru illerde bu uygulamaya başladıklarını söyledi.
Kadın erkek eşitliği üzerinde titizlikle durduklarını belirten Ramazanoğlu, nüfusun yarısını oluşturan kadınların bilgi ve yeteneklerinden faydalanamamanın toplumun zararına olduğunu ifade etti.
Eğitimin kadınlar için önemine değinen Ramazanoğlu, kadınların meslek sahibi olmasının ve girişimci olmasının toplumu daha güçlü kılacağını vurguladı. Kadın CEO ve yönetim kurullarında kadınların sayısının artırılması konusunda ciddi çalışmalar yaptıklarına değinen Ramazanoğlu, kadın girişimcilerin de finansal kurumların ve kültürün dönüşümüne katkıda bulunduğunu ifade etti. Ramazanoğlu, kadının duygu ve zekasıyla çağı ve dünyayı değiştirebilen ayrıcalıklı bir güce sahip olduğunu sözlerine ekledi.
Son olarak Meclis üyeleri de kürseye gelerek gündeme ilişkin düşüncelerini hazırun ile paylaştı.