Meclis Konuşması
İSO Mart ve Nisan Meclisi Toplantıları, Video Konferans Yöntemiyle Yapıldı
- 01.04.2020
- Meclis Konuşması
İstanbul Sanayi Odası’nın Mart-Nisan Meclis toplantıları, 1 Nisan 2020 tarihinde Koronavirüs salgını nedeniyle video konferans yöntemiyle yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay başkanlığında yapılan İSO Meclisi’nin ana gündem maddesi “Covid19’un Sanayiye Etkileri” oldu. Meclis üyelerinin yüksek bir katılım gösterdiği toplantıda hemen hemen tüm sektörlerden sanayiciler söz alarak içinden geçilen bu zorlu süreç ile ilgili yaşadıklarını paylaştı. Çözüm önerilerini sıraladı.
İSO Mart-Nisan ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay toplantıyı açarken özetle şunları söyledi:
“Kritik bir Meclis toplantısı gerçekleştiriyoruz. Hepimizin yaşanan Koronavirüs salgınına karşı dertleri ve selektif önlemlere rezervi var. Çalışma hayatımızda huzuru bozabilecek bir gidişat var. Meclis toplantımızdan bu sorunlarımızı hafifletecek bir öneri seti çıkarmayı hedefliyoruz. Sanayimizin teknolojik dönüşüm, kaynak ve yatırım sorunu bulunuyor. İnsan kaynağımızın kaybedilmemesi, işçi-işverenin karşı karşıya bırakılmaması, fabrikaların açık olması, işletmelerin faaliyetlerini yürütmesi ve pazarlarımızın korunması büyük önem taşıyor. Bugün doğru önlemleri almalıyız. Devlet desteklerinde adalet duygusunu zedeleyecek şeylerden uzak durulmalı. Pandemi sonrası dönemi iyi okumamız gerekiyor. Süreci iyi analiz etmek ve hazırlık yapmak zorundayız. Üretici kaslarımızı ancak böyle güçlü tutabiliriz.”
İSO Meclis Başkanı Okyay, sonrasında sözü İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’a Meclis konuşmasını yapmak üzere bıraktı. Meclis Üyelerine seslenen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, bir sağlık sorunu olarak başlayan Koronavirüs salgınını durdurmaya yönelik alınan tedbirlerin ekonomik sorunları ve krizi de beraberinde tetiklediğini söyledi. Bu krizin önceki tüm krizlerden çok farklı olduğunu belirten Bahçıvan, daha öncekilerin finansal kriz olduğuna ve dolayısıyla alınan tedbirlerin de bu alana yönelik olduğuna değindi. Şimdi ise durumun farklı olduğunu anlatan Bahçıvan, ülkelerin içe kapandığını, ticaretin imkânsız hale geldiğini, üretimin yavaşladığını, talepin daraldığını ve adeta bittiğini dile getirdi. Bahçıvan, insan yaşamını korumak ve gündelik hayatı sürdürülebilir kılmanın en temel öncelikli hedef haline geldiğini ifade etti.
Bütün bu yaşananların kendilerini büyük bir değişimle karşı karşıya bırakacağını söyleyen Bahçıvan, sosyal hayattan eğitime, üretimden lojistiğe kadar bundan sonrasının herkes için çok farklı olacağına dikkat çekti. Toplumu ve bütün olarak canlı hayatın sağlığını ön planda tutan yaklaşımların öne çıkacağına işaret eden Bahçıvan, bu yönde düşünce ve taleplerin global ölçekte ifade edilmeye başlandığını hatırlattı. Küresel sorunlar karşısında “önce ben” demek yerine iş birliğiyle global çözümler oluşturmaya yönelmenin itibar göreceğini belirten Bahçıvan, ekonomik sorunlar karşısında parasal genişleme, düşük faiz gibi kısa vadeli, tek taraflı, merkez bankalarına sırtını dayayan, sadece günü kurtaran ama uzun vadede kimseye faydası olmayan çözümler yerine daha köklü ve sürdürülebilir çarelere odaklanmanın orta ve uzun vadede değer kazanacağını vurguladı.
Sanayi tesislerinde fedakârca üretim yapan çalışanların sağlığının kendileri için çok önemli olduğunu belirten Bahçıvan, bu konudaki tedbirlerin eksiksiz ve aksaksız uygulanması gerektiğini kaydetti. Son derece zorlu koşullarda üretim aşkını kaybetmeyen, hem üreten hem ihracat yapan tüm sanayicileri ve çalışanları kutlayan Bahçıvan, gerçekten takdire şayan bir çaba ortaya koyduklarını söyledi.
Meclis ve Meslek Komitelerinden gelen görüş ve sorunlara topluca baktıklarında iki konunun çok önemli olduğuna değinen Bahçıvan, böyle zorlu dönemlerde fedakarlıkların ve beklentilerin eşit dağıtılması gerektiğini kaydetti. Bahçıvan, ancak böyle yapıldığı takdirde toplumların bir savaşı andıran sıkıntılarla dolu mücadelede motive olabildiklerini, huzur içinde ve gönül rahatlığıyla çaba sergilediklerini ifade etti.
Mücbir sebebin sektörel anlamda dağılımının şu anda sanayi tabanını en çok olumsuz etkileyen konu olduğunun altını çizen Bahçıvan, sektörler arasında mücbir sebep konusunda NACE’ye göre ayrımlar yapmanın biraz önce ifade ettiği anlayışa uymadığını dile getiren Bahçıvan, dünya genelinde hükümetlerin ekonomik destek paketlerini herkesi eşit destekleyecek şekilde kurgulandığına dikkat çekti. Türk sanayisinin bu zorlu günlerde, NACE üzerinden ayrımcılık gibi bir lüksü olmadığını vurgulayan Bahçıvan, birbiriyle ilişkisi olan, iç içe girmiş sektörler arasında ayrışma ve huzursuzluk doğuracak tutum ve uygulamalardan özenle kaçınılması gerektiğini ve istisnasız tüm imalat sanayi sektörlerinin mücbir sebep kapsamına alınması gerektiğini söyledi.
İkinci konunun da kısa çalışma ödeneği olduğunu belirten Bahçıvan, “Orada da aynı fabrikada çalışan iki kızımız birisi 450 gün prim ödemiş öteki 375 gün ödemiş. Aynı bantta çalışıyorlar aynı maaşı alıyorlar. Birine ‘470 gün prim ödediğin için kısa çalışma ödeneğinden faydalanabiliyorsun’ diğerine ise ‘75 gün eksik ödemişsin sen faydalanamıyorsun’ diyorsun. Şimdi bu, batmakta olan bir gemide şu ayrımı yapmaya benziyor. Gemiye bir saat erken binen yolcuya ‘Sen filikaya binebilirsin’ deniyor. Bir saat geç binene ise ‘Sen gemiye geç binmişsin, seni kurtaramıyoruz’ deniyor. Bu adaletli ve hakkaniyetli bir uygulama değil. Gecikmeksizin bu haksızlık ortadan kaldırılmalı, kısa çalışma ödeneği ile ilgili tüm gün sınırlamaları kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Bahçıvan gündeme getirdikleri diğer önemli konuları da şöyle sıraladı:
- Başta KDV alacakları olmak üzere özel sektörün devletten olan alacakları hızla ödenmeli, KDV alacaklarımız bir kefalet enstrümanı olarak kullanılabilmelidir.
- KGF limitleri şirketlerin geçmiş kullanımlarına ve limitlerine bakılmaksızın süratle açılmalıdır. Ne yazık ki geçmişte KGF kapsamındaki kredilerini düzenli ödeyen ancak ödemenin tümünü henüz tamamlamayanlar bugün limit alamazken kredilerini yapılandıranlar limit alabiliyor. Bu haksızlık ortadan kaldırılmalıdır.
- Getirilen son çek düzenlemesinin piyasada oluşturduğu karışıklık ve haksızlık giderilmelidir.
- Başta çalışmaya devam eden sektörlerimiz olmak üzere sanayimize enerji desteği sağlanmalı, enerji yoğun sektörlerde elektrik-doğalgaz ödemeleri 6 ay ertelenmeli, diğer sektörlerde taksitle ödeme imkanı getirilmelidir.
- Çalışmaya devam eden sektörlerimizin lojistik ihtiyaçları aksamadan giderilmelidir. Bu süreçte özellikle hava ve denizyolu kargo taşımacılığında ortaya çıkan fırsatçı yaklaşımlar engellenmelidir.
- Geçici vergi ödemesi mutlaka kaldırılmalıdır.
- Halen kamu bankalarının üzerinde ciddi bir yük bulunmaktadır. Çalışma saatlerinin kısaldığı, çalışan sayısının da azaldığı da göz önüne alındığında belli bir süre vergi ödemelerinin özel bankalara da yapılabilmesi imkanı getirilmelidir.
- Eximbank kredilerinde sağlanan desteklerin kapsamı genişletilmelidir.
- Gümrüklerde ihracat süreçlerinde yaşanan gecikmeler giderilmelidir.
- İhracatçılara sağlanacak olan stok finansman süreci netleştirilmelidir.
Çatı kuruluş TOBB’un koordinasyonunda geçtiğimiz yıllarda uygulanan ve firmalara önemli bir finansman imkanı sağlayan, piyasa şartlarına oranla daha uygun faizli “Nefes Kredisinin” bu dönemde de uygulanmasına yönelik TOBB’un yaptığı çalışmaların içerisinde olduklarının bilgisini veren Bahçıvan, daha önce olduğu gibi bu dönemde de bu krediye Oda olarak katkı vereceklerini açıkladı. Bahçıvan ayrıca, firmaların Odalara Haziran ayında yapacakları ilk taksit aidat ödemelerinin de herhangi bir gecikme faizi uygulanmaksızın Ekim ayına ertelendiğini belirtti.
Bütün bunların yanında sosyal sorumluluğa dayalı faaliyetler ve çabalar da sergilediklerini ifaden Bahçıvan şöyle devam etti:
“Sağlık malzemeleri ve ekipmanlarının teminine ve yerli üretimine katkı veriyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Valiliğimiz ve İstanbul’daki kamu hastaneleri ile yakın temas içinde çalışarak ihtiyaç duyulan tıbbi malzeme ve cihazların teminine katkıda bulunuyoruz. Çapa Tıp Fakültesi’ne 10 üniteli solunum cihazı bağışında bulunduk. Ayrıca, aralarında Meclis ve Meslek Komitesi Üyelerimizin de yer aldığı sanayicilerin katkıları ile medikal malzeme ve teçhizat temin ediyoruz. Sorumlu olduğumuz Meslek liselerimizde maske, önlük, tulum, siperlikli maske üretimlerini başlattık. İthalat yoluyla sağlanan ve halen yüksek miktarda ihtiyaç duyulan medikal cihazların yerli olarak üretilmesini sağlamak üzere bir girişim başlattık. Bu konuda katkıda bulunabilecek tüm üyelerimize duyuru yaparak bir envanter oluşturuyor, üretim yapabilecek üyelerimizle doğrudan irtibata geçiyoruz.”
Bahçıvan, zorlu bir sürecin içinde olduklarını hatırlatarak “Ama gün, karamsarlık günü değildir. Bu zorlu dönemi de hep birlikte dayanışma halinde aşacağız. Tedbiri elden bırakmadan, umudu koruyarak, omuz omuza vererek, paylaşarak, yaşama sarılarak yolumuza devam etmeliyiz” dedi.
Toplantıda söz alan İSO Meclis Üyeleri, Koronavirüs salgını ve sanayiye etkileri ile ilgili sorunlarını ve çözüm önerilerini aktardı. Toplantının sonunda İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay, toplantıyı kapatırken gelen talepleri şu şekilde sıraladı:
“Konuşmalardan dört ana sorun başlığı öne çıkıyor. Finansman, iş gücü piyasası, ihracat ve kamu alacakları. Finansmanda devlet bankalarının yanında özel bankalar da destek mekanizmasını harekete geçirmeli. Faizsiz krediler sağlanmalı ve KGF devreye alınmalı. İş gücü piyasasında İŞKUR destekleri devreye alınmalı, kısa çalışma ödeneği 6 ay olmalı ve çalışanların maaşları belirli bir dönem devlet garantisinde olmalı. İhracatta ulaşımdaki kontroller ve gümrükteki sorunlar çözülmeli. Kamu alacaklarında ise iflas ve icra erteleme talepleri var; ayrıca enerji ile ilgili talepler var.”