Meclis Konuşması
İSO Temmuz Meclisi’ne TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal Konuk Oldu
- 28.07.2021
- Meclis Konuşması
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) temmuz ayı Meclis toplantısı, 28 Temmuz 2021 tarihinde video konferans yöntemiyle yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan İSO Meclisi’nin ana gündem maddesi “Ar-Ge, Patent, Sürdürülebilirlik, Yeşil Mutabakat ve Yüksek Teknoloji Konularında TÜBİTAK Politikaları ve Sanayimiz” oldu. Meclis toplantısına TÜBİTAK Başkanı Prof. Hasan Mandal konuk olarak katıldı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Meclisi’nde yaptığı konuşmada Ar-Ge Teşvik Programları ile Türkiye’nin teknoloji üssüne dönüşmesinde amiral kuruluş olan TÜBİTAK’ın çabalarının sanayi üretimine olumlu yansıdığına dikkat çekerek “İSO Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının 2020 yılı sonuçlarına göre, teknoloji yoğunluğuna göre yaratılan katma değerde son üç yıldır orta-yüksek ve yüksek teknoloji gruplarında umut veren bir ilerleme var. 2018 yılında İSO Birinci 500’de bu oran yüzde 27,5 iken, 2020 yılında yüzde 31,2’ye çıktı. Daha çok KOBİ’lerin yer aldığı İkinci 500 Büyük araştırmasında ise bu oran 2020 yılında 3,1 puan artarak yüzde 29,5’e yükseldi” dedi.
Temmuz ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay toplantıda gündeme ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Karadeniz bölgemizde, çok değil daha geçtiğimiz hafta yaşanan sel felaketi ya da Almanya, Belçika, İsviçre’yi etkisi altına alan, onlarca insanın yaşamını kaybetmesine yol açan su baskınları… Sıklıkları giderek artan, iklim değişikliğinin yaşamlarımızı tehdit eder bir hal aldığını gösteren vakalar… Nitekim WEF Küresel Riskler Raporu’nda, ‘beklenmedik hava olayları’ ve ‘insan kaynaklı çevresel zarar’, gelecek 2 yılda gerçekleşmesi en yüksek 10 risk arasında yer aldı. Şu bir gerçek ki bu yeni dünyayı, eski dünyanın kurallarıyla modelleriyle yönetemeyiz. Bugün, geçmişe göre bir şey farklı. Ne pahasına olursa olsun büyümek ne olursa olsun üretimi artırmak anlayışı değişiyor. İşte bu nedenle sürdürülebilirlik kavramı, bugün birinci öncelik olarak karşımıza çıkıyor. Artık ülkelerde, yeşil ekonomi ve iş dünyasındaki yeni alanları öne çıkartıp daha fazla söz sahibi olma ve rekabeti yönlendirme arayışları hâkim. Örneğin Avrupa Yeşil Mutabakatı, böyle bir arayışın meyvesi. Bugün artık paydaş kapitalizmini konuşuyoruz. Neden? Çünkü artık toplumun da beklentisi bu yönde… Bunu gören şirketler şu anda paydaşlarıyla bir ekosistem oluşturmaya çalışıyor. Rakiplerle iş birliği yapmak ise artık hiç şaşırtıcı bir durum değil!”
Okyay, ardından sözü, gündeme ilişkin konuşmasını yapmak üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’a bıraktı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Covid-19 salgınıyla dijitalleşme ve teknolojik dönüşüm sürecinin hız kazandığı bir dönemden geçildiğine, ülkelerin de yenilikçi çözümler için bilimsel çalışmalara ve Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla ağırlık verdiğine dikkat çekti. Bahçıvan, “Acı ama gerçek; düşük katma değerli geleneksel bir üretim yapısını sürdürerek küresel rekabette yer almak maalesef artık mümkün değil. Büyük hedeflere sahip, genç nüfusu olan bir Türkiye için şikayetçi olduğumuz orta gelir tuzağı ve düşük büyüme artık kabul edilemez. Türkiye güçlü sanayi ülkesi olmak için üretimde niteliği artırmak zorunda. Bunun için bilim ve teknolojiyi üretime taşıyarak, Ar-Ge ile tüm üretim ve hizmet süreçlerinde teknoloji içeriğinin yükseltilmesine odaklanmalıyız” dedi.
Türkiye’yi teknoloji üslerinden biri haline getirecek Ar-Ge projelerinin geliştirilmesi ve desteklenmesinde TÜBİTAK’ın önemine değinen Bahçıvan, TÜBİTAK’ın sanayinin ve üniversitelerin araştırma kapasitesini güçlendiren adeta bir amiral kuruluş olduğunu, Ar-Ge ve yenilik destek programları ile hedef odaklı, iş birliğine dayalı, uzun vadeli ve yüksek katma değer üretmeye yönelik projeleri teşvik ettiğini söyledi. TÜBİTAK’ın 2000 yılından bu yana sürekli artan Ar-Ge Teşvik Programı kapsamında atılan doğru adımların sanayi üretimine de olumlu yansıdığını belirten Bahçıvan, şu bilgileri verdi: “Her yıl açıkladığımız Türkiye’nin Birinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının 2020 yılı sonuçlarına göre, teknoloji yoğunluğuna göre yaratılan katma değer dağılımına baktığımızda son üç yıldır özellikle orta-yüksek ve yüksek teknoloji gruplarında umut veren bir ilerleme görüyoruz. 2018 yılında İSO Birinci 500’de orta yüksek ve yüksek teknoloji ile yaratılan katma değer toplamı yüzde 27,5 iken, bu oran 2019’da yüzde 30,4’e, 2020 yılında ise yüzde 31,2’ye çıkmıştır. Benzer gelişmeyi daha çok KOBİ’lerin yer aldığı İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmasında da gözlemliyoruz. Orta-yüksek ve yüksek teknoloji yoğunluklu sanayilerin toplam payının 2020 yılında 3,1 puan artarak yüzde 29,5’e yükselmesini geleceğe ilişkin umut verici bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.”
Türkiye’nin bilim ve teknolojiyi tüketen değil üreten ülke olması yolunda TÜBİTAK’ın sürdürdüğü başarılı faaliyet ve projelerin devam ettirilmesinin önemini vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi: “TÜBİTAK, hem desteklediği kişi, kurum ve projelerle hem de Merkez ve Enstitüleri bünyesinde geliştirdiği teknolojilerle gelişen Türkiye yolunda ülkemize ciddi katkılar sağlıyor. TÜBİTAK’ın sanayi firmalarının Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerini desteleyen TEYDEB Programı, özellikle son yıllarda bazı değişikliklere uğramış, destek programları çıktı ve etki odaklı olacak şekilde yapılandırıldı. 2020 yılında hayata geçirilen “Sipariş Ar-Ge” ve “Patent Lisans” çağrılarıyla iş birliği gerektiren ortak projeler desteklenmeye başlandı. “Sipariş Ar-Ge” ile ticarileşme potansiyeli yüksek yeni ürün üretimleri, “Patent Lisans” çağrısıyla ise teknoloji üreten kuruluşların sahip olduğu patentlerini sanayiye kazandırması hedeflendi. Her iki program da sanayinin önemli ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir. Destek programlarında TÜBİTAK’ın öncelikli Ar-Ge ve yenilik alanları ile Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatına uyum konuları ön plana çıkarılarak bu alandaki projeler teşvik edilmeye başlandı. TÜBİTAK desteklerinin, Patent Lisans, Sipariş Ar-Ge, Sanayi Doktora gibi programlarla iş birliklerini ve öncelikli alanları destekleyen bir yapıya bürünmüş olmasının, ülkemizin katma değerli ürünlerle rekabet gücü kazanmasında çok önemli bir kaldıraç etkisi olacağına inanıyoruz.”
Konuşmasında son günlerde Karadeniz bölgesinden ABD’ye, Belçika’dan Kanada’ya dünyada yaşanan sağanak yağış ve sel felaketlerine de değinen Bahçıvan “Felaketlerin bilançosu; tüm bu sürecin “İklim Krizi” olarak nitelendirilmesini haklı çıkarıyor. Bu aşırı hava olayları insanlığın geri dönüşü olmayan bir yola girmemesi için önümüzdeki 10 yılın kritik bir süreç olduğunun altını çiziyor. Düşük karbon ekonomisinden, enerji verimliliğine; döngüsel ekonomiden sanayinin teknoloji ile adaptasyonuna kadar geniş bir yelpazede gerçekleşecek değişime yönelik adımları da hızlandırıyor. Avrupa Birliği, “Yeşil Mutabakat” sürecinin önemli bir adımı olarak “Yüzde 55 hedefine uygunluk” paketini yürürlüğe koydu. Yeşil Mutabakat Eylem Planı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi de ülkemiz sanayisi adına sevindirici bir gelişme. Günümüzde küresel anlamda rekabetçi olabilmek için sanayinin daha yeşil, daha döngüsel ve daha dijital olması da bir gereklilik halini aldı. AB’nin yeni sanayi stratejisinde, “yeşil ve dijital dönüşüm”ün ikiz bir dönüşüm olarak öngörülmesi sürdürülebilirlik ve teknolojinin birbiri ile sıkı bağını da ortaya koyuyor” dedi.
2021 yılını Sürdürülebilirlik yılı ilan ettiklerini hatırlatan Bahçıvan, sürdürülebilirlik alanındaki vizyonlarını ve çalışmalarını haziran ayında bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurduklarını, bu alanda uzman kişilerden oluşan Sürdürülebilirlik Platformunun ilk toplantısını da yine Haziran ayında gerçekleştirdiklerini iletti. Bahçıvan, İTÜ Arı Teknokent ile 2015 yılından bu yana geleceğin sanayicilerini ödüllendirmek üzere yapmakta oldukları ortak çalışmayı, bu yıl sürdürülebilirlik konusundaki girişimleri desteklemek üzere bir adım ileri götürdüklerini anlattı.
Sürdürülebilirlik konusundaki güncel gelişmeleri Meclis Üyelerine düzenli olarak iletmek üzere elektronik ortamda hazırladıkları Yeşil Bülten’in ilk sayısını geçtiğimiz günlerde Meclis Üyeleriyle paylaştıklarını aktaran Bahçıvan, bu yılın sonunda gerçekleştirmeyi planladıkları İSO Kongre çalışmalarına da sürdürülebilirlik temasıyla bir gün önce başladıklarını söyledi.
Teknolojiyi üreten toplumların dayandığı temel gücün bilimsel bilgi gücüne sahip insan kaynağı yani entelektüel sermaye olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “İstanbul Sanayi Odası olarak sanayimizin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetişmesine büyük önem veriyoruz. İstanbul Sanayi Odası Vakfımız ile 800’ün üzerinde özellikle mühendislik ve fen bilimleri alanında üniversite öğrencisine burs sağlıyoruz. 2019 yılında Milli Eğitim Bakanlığımız ile birlikte hayata geçirdiğimiz Mesleki Eğitim İş Birliği Projesi ile İstanbul’da elliye yakın meslek lisesini Bakanlığımız ile birlikte yönetiyoruz. Bu iş birliğimizin yeni bir gelişmesi de bu yıl hayata geçirdiğimiz ve Türkiye’de bir ilk olan yazılım lisesi projemizdir. Bu haftanın başında açıklanan LGS sonuçlarına göre, yönetimini üstlendiğimiz meslek liselerinde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yüksek bir doluluk oranına ulaştığımızı sizlerle paylaşmaktan büyük memnuniyet duyuyorum” dedi.
Ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal İSO Meclis Üyelerine bir konuşma yaptı. Mandal, İSO’nun TÜBİTAK çalışmaları ile ilgili yaklaşımının önemine değindi. Kendi aktaracakları bilgilerin sanayiciler tarafından anlaşılıyor olmasının ve değerlendirilmesinin kendileri için önemli olduğunu çünkü projeleri sanayicilerle doğru şekilde yürüttükleri sürece yayılımının etkin ve verimli olacağını söyledi. Avrupa Birliği’nin Ufuk 2020 Programı’ndan Ufuk Avrupa’ya geçiş sürecinde sorunların çok daha güç, çözümlerin ise bireysel çabanın ötesinde, iş birliği ötesinde birlikte öğrenme ve birlikte başarma şeklinde ele alındığını dile getirdi.
Covid-19 sürecinde geleneksel bilimin disiplin ve sektörel ayrımlara dayalı iken artık kapsayıcı, entegre ve açık bir bilim anlayışının hakim hale geldiğini aktaran Mandal, yükselen kilit teknolojilerin sanayi sektörlerine yansımalarının sürdüğünü kaydetti. Endüstri 4.0 üzerine insan odaklı sürdürülebilir ve esnek bir sanayi sektörüne dönüşüm için Ar-Ge ve yenilik tabanlı çözümlere ihtiyaçları olduğunu anlatan Mandal, karbon salınımı alanında Türkiye’nin çok kötü bir yerde olmadığını ancak bu konuda rekabet güçlerinin artması gerektiğini ifade etti.
İSO Sürdürülebilirlik Platformu’nun gelecek için birlikte çalışmaktan ve birlikte öğrenmekten memnun olacaklarının altını çizen Mandal, TÜBİTAK’ın yeni stratejik yaklaşımının Ar-Ge ve yeniliklerin çıktı ve etkilerine odaklanmak olduğunu belirtti. Mandal, nitelikli bilgi ve nitelikli insan sloganıyla hareket edeceklerini dile getirdi.
TÜBİTAK olarak sağladıkları desteklerde artık birlikte geliştirme yaklaşımını benimseyeceklerini aktaran Mandal, Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) bağlamında yapılan çalışmalardan bahsetti. Tüm desteklerinde sanayiyi önceliklediklerini vurgulayan Mandal, sanayide istihdam edilmek üzere davet edilen ve desteklenen kişiler için cazip bir destek politikaları olduğunu söyledi. Mandal 127 uluslararası lider araştırmacıyı Türkiye’ye çektiklerinin bilgisini verdi.
TÜBİTAK’ın 1501 ve 1507 destek program çağrılarına Yeşil Mutabakat önceliklerinin eklendiğini belirten Mandal, KOBİ’ler tarafından AR-Ge ile ticarileşebilir çıktılara dönüşmesini hedefleyen Sipariş AR-Ge Projeleri ile birlikte geliştirmeyi desteklediklerini dile getirdi. Mandal, TÜBİTAK Açık Bilim Politikası doğrultusunda ekosistemde bilgi yayılımının artırılması ve yeni iş birliklerinin oluşturulmasına destek olması için tamamlanmış projelerin bilgilerinin paylaşıldığına dikkat çekti.
Mandal, Patent Lisans Çağrısı’nın Yeşil Mutabakat gelişmelerine katkı sağlayacak ve İSO Sürdürülebilirlik Platformu için yeni imkanlar oluşturacak şekilde stratejik açıdan değerlendirilmesinin mümkün olduğunu dile getirdi. Türkiye’de Ar-Ge harcamasının 2019’da bir önceki yıla göre 7 milyar 420 milyon TL artarak 45 milyar 954 milyon TL olduğunu anlatan Mandal, bunun yüzde 64,2’sinin özel sektör tarafından yapıldığına işaret etti.
Temmuz meclisinde yüzde 100 İSO sermayeli olarak kurulacak olan iki şirket de üyelerin onayına sunuldu. “İstanbul Sanayi Odası Endüstriyel Tasarım ve Prototipleme A.Ş” ve “İstanbul Sanayi Odası Belgelendirme A.Ş” unvanlarıyla kurulacak olan ve İSO’nun bu alanlardaki çalışmalarına ivme kazandırması beklenen şirketlerin kurulması için İSO Meclis üyeleri tarafından onaylandı.
Mandal’ın konuşmasının ardından İSO Meclis Üyeleri söz alarak ana gündem maddesi ile ilgili görüşlerini paylaştı. İSO Meclis Üyelerinden gelen sorular TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal tarafından yanıtlandı.