T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın Katıldığı Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’nda Tarım ve Sanayi Arasındaki Entegrasyon Konuşuldu

  • Meclis Konuşması
mayıs_meclis_manset_01

İstanbul Sanayi Odası (İSO) mayıs ayı olağan Meclis Toplantısı, “Vizyoner Bir Bakışla Tarım ile Sanayi Arasındaki Entegrasyonu Artırarak; Tarımsal Sanayinin, Ekonomimize Daha Etkili ve Verimli Katkı Yapmasını Değerlendirmek” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz’ın başkanlık ettiği, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri’nin katıldığı mayıs ayı Meclis Toplantısı’na T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca, T.C. Orman Genel Müdürlüğü İstanbul Orman Bölge Müdürü Celal Pir, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri İstanbul 14. Bölge Müdürü Celalettin Ensar Şengül, T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma Milli Parklar Bölge Müdürlüğü İstanbul 1. Bölge Müdürü Fahrettin Ulu da katıldı. İSO tarafından hazırlanan “İSO İklim Değişikliği ve Su Yönetimi: Sanayi Sektörü Raporu’nun” da lansmanının yapıldığı Meclis Toplantısı’na basın mensupları da yoğun ilgi gösterdi.

İSO Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada Organize Tarım Bölgeleriyle hem teknoloji hem de inovasyonu kullanarak verimli tarımsal üretim sahaları oluşturduklarını söyleyen Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Organize Tarım Bölgeleriyle hem teknoloji hem de inovasyonu kullanarak verimli tarımsal üretim sahaları oluşturduklarını ifade etti. Yumaklı, “41 ilde 60 organize tarım bölgesi projemizin hayata geçmesi için büyük çaba harcıyoruz. Su ve sulama alanında 2,4 trilyon lira kaynak aktararak 10 binden fazla projeye imza attık. İnşallah yeni üretim sezonuyla birlikte planlı üretime geçmiş olacağız” dedi.

İSO mayıs ayı olağan Meclis Toplantısı’nda yaptığı açılış konuşmasında Türkiye'nin, tarımla ve hayvancılıkla ilgili çok daha güven veren bir veri setine ihtiyaç duyduğunu söyleyen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Bilim ve teknolojiyle buluşmayan tarımla yol yürümemiz zor.” dedi. Hazırlanan “Türkiye’nin Su Raporu” ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bahçıvan, “Verimliliği artırabilmek için Türkiye’de suyun bol olduğu yerlerden suyu az olan yerlere, ‘su otoyolları’ diyebileceğimiz kanallar oluşturabilmeliyiz. Gelecek adına yapacağımız en kıymetli yatırımlar bunlar olmalı” diye konuştu.


İSO Meclis Başkanı
Ender Yılmaz

İSO mayıs ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışı, İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz tarafından yapıldı. Yılmaz, gündem maddesine ilişkin konuşmasında şunları söyledi:

“Bilindiği üzere canlıların yaşamının sürdürülebilmesi için en fazla iki kavram çok fazlasıyla ön sırada yerini alıyor. Bunların birincisi olan su kaynaklarının güvenliği, kullanımı, korunması insanların yaşamını sürdürebilmesi için her zaman güncel ajandamızın en başında bulunmaktadır. Su konusunda birazdan değerli konuğumuz kıymetli hocam çok daha detaylı bir sunum yapacak olduğundan sadece şunu söylemek istiyorum. Yeryüzünde toplam su oranı, dünya yüzeyinin %70’ini kaplamasına rağmen insanlar ve hayvanların yararlanabileceği kullanılabilen tatlı suyun oranı sadece %2,5’ine tekabül etmektedir.

 Bu bakımdan su toplama havzaları ile baraj bölgelerimizin korunması, sulama yöntemlerinin iyileştirilerek teknolojik altyapıların kurulmasıyla su tasarrufunun sağlanması, kirliliği önleyecek optimizasyonun sağlanması dikkat ve hassasiyetle üzerinde durulması gerekenler çok önemli bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu faktörler, su kıtlığının önlenmesi ve yönetilmesi için dikkate alınarak, sürdürülebilir su kullanımı ve su kaynaklarının korunması küresel bir öncelik olmalıdır. Bu anlamda gıda güvenliği, ekonomik performans ve sosyal refah için de son derece önemli bir husus olmaya devam ederken, 'gıda güvenliği' kavramına da daha fazla önem ve ilgi göstermemiz gerekiyor. Bu konular, sürdürülebilir bir geleceğin temel taşları olarak önceliğini korurken üzerinde dikkatle durmamız gereken en kritik noktalardır. Bilindiği üzere küresel iklim değişikliği, başta tarımsal üretimi, hatta tüm ekosistemi olumsuz yönde etkilemektedir. Artan sıcaklık, kuraklık, sel ve fırtına gibi hava olayları, ürün verimini azaltmakta ve gıda güvencesini tehdit etmektedir.”

İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz, daha sonra gündeme ilişkin konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı kürsüye davet etti. Tarım ve sanayi sektörlerinin birbirlerini tamamladığını, iki sektör arasında daha fazla entegrasyon sağlamanın, milletin refahını artırmak açısından çok önemli olduğunu kaydeden Bahçıvan, şunları söyledi:


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

“Son birkaç yıldır hayatımıza yeniden giren yüksek enflasyonla büyük bir mücadele içindeyiz. Ne yazık ki toplum, enflasyonun yol açtığı hayat pahalılığının en önemli nedeni olarak; tarımsal ürünlerdeki fiyat artışını görüyor. Tarım herkesin hayatına dokunuyor. Bu da gösteriyor ki hiçbir toplumun tarımı dışarıda bırakarak veya tarımı az önemseyerek bir hayat sürmesi mümkün değil. Bu çerçeveden baktığımızda kaynakları bu kadar güçlü ve çeşitli olan ülkemizin yıllardan beri tarımsal ürün ve gıda enflasyonunu çözememesi hakikaten kabul edilemez. Bu, toplum olarak yaşamamız gereken bir kader değil. Yani ülke olarak, dünyada birçok konuda dudak uçuklatan başarılara imza atmışken bunu çözemiyor olmamızı, kaderimiz olarak göremeyiz ve de görmemeliyiz. Biz, bu alanda yaşadığımız sorunların çözümü noktasında, maalesef tarımın bilimsel yaklaşımlarla buluşmasında yeteri kadar etkili hareket edemiyoruz. Ülkemizin en önemli kaynağı olarak görmemiz gereken tarımsal kaynaklarımızı yeteri kadar doğru kullanmıyoruz.”

Türkiye'nin, artık tarımla ilgili; hayvan varlığından ekilen araziye ve çıkan ürüne kadar tüm noktalarında çok daha güven veren bir veri setini oluşturması gerektiğinin altını çizen Bahçıvan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Çünkü verimlilik yolundaki ilk ve en önemli adım budur. Güçlü bir veri kaynağını, sağlıklı ölçülebilir bir veri setini oluşturamamaktan dolayı ne yazık ki sorunlara teşhis koymak da, sağlıklı çözüm bulmak da ve dahası gelecek planı oluşturmak da çok kolay olmuyor. Bu süreci ancak ölçerek bilimle, teknolojiyle buluşturmalıyız. Çünkü bugün ekimle hasat arasında geçen sürede; buğdayından fındığına, ayçiçeğinden çayına ve meyve-sebzesine kadar ciddi verim kayıplarının yaşandığını biliyoruz. Bunu ancak doğru ilaçlama, doğru gübreleme, doğru sulama gibi ürünün ekilmesinden sonraki dönemi çok çok iyi değerlendirerek ve teknolojiyi kullanarak giderebiliriz. Üretilen ürünleri tüketicilere hızlı, sağlıklı ve en verimli şekilde ulaştırmaya gelince de, kaynaklarımızı doğru kullandığımızı söyleyemeyiz. Karasal ulaşımın alt yapısında son yıllarda çok büyük iyileştirmeler yapılmış olsa da üç tarafımızı çeviren denizlerimizi ve demiryollarımızı bu iş için neredeyse hiç kullanmadığımızı görüyoruz. Oysa tarım ürünlerinin daha sağlıklı, daha hijyenik, daha az fireli, daha ucuz, daha verimli taşınması için deniz ve demiryolu lojistiğinin de mutlaka Türkiye’nin gündemine girmesini çok önemli görüyoruz.”

İSO için İstanbul Teknik Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan ‘İklim Değişikliği ve Su Yönetimi: Sanayi Sektörü Raporu’, hakkında da değerlendirmelerde bulunan Erdal Bahçıvan, özetle şunları söyledi:

“Rapor, içerdiği akademik bilginin yanı sıra ilgili tüm paydaşlarımızdan gelen bilgi ve görüşleri de içerecek şekilde bütüncül bir yaklaşımla hayata geçirildi. Bu raporu sadece sanayinin belli sektörlerini etkilemesiyle bağlantılı hazırlanmış bir rapor olarak değerlendirmemek gerekiyor. Bu kıymetli araştırma, toplumsal hayatımızda gelecek yıllarda oluşabilecek olan riskleri ve tehditleri nasıl çözebileceğimize dönük olarak hazırlanan bir rapor olarak değerlendirilmelidir. Şu bir gerçek ki Türkiye’nin su kaynakları önümüzdeki dönemlerde tarımsal üretimdeki gücümüzü en doğru, en isabetli şekilde kullanabilmek adına bizim için büyük bir değer arz ediyor. Verimliliği artırabilmek için Türkiye’de suyun bol olduğu yerlerden suyu az olan yerlere, ‘su otoyolları’ diyebileceğimiz kanallar oluşturabilmeliyiz. Karayollarıydı, barajlardı, havalimanlarıydı... Önemli ölçüde tamamlamakla övündüğümüz bu altyapı yatırımlarından sonra Türkiye’nin önümüzdeki dönem belki de yapması gereken en önemli altyapı çalışmaları bu yönde olmalıdır. Suyun bol olduğu yerlerden suya ihtiyaç duyulan yerlere tarımsal üretim için gelecek adına yapacağımız en kıymetli yatırımlar bunlar olmalı.”


T.C. Tarım ve Orman Bakanı
İbrahim Yumaklı

T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı da İSO mayıs ayı olağan Meclis Toplantısı’nın gündemine ilişkin yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Tarım ve sanayi birbirinin ayrılmaz iki parçası gibi, bir bütünün iki parçası. Yani adeta et ve tırnak gibi. Bu nedenle iki sektörün entegrasyonu, sizin hem tarımsal yönetimde hem de sanayideki başarınızın aslında temellerini oluşturuyor. Bugün dünyaya bakacak olursak eğer bu entegrasyonu sağlamış ülkelerle sağlayamamış ülkelerin arasındaki farkı konuşuyoruz aslında. Elbette sanayi sektörünün katkılarıyla son bir iki yılda ülkemiz tarımı nereye gelmiş birkaç veri ile anlatmak istiyorum. Bu süreçte sektörün rekabetini arttırmak adına uluslararası standartlara uygun 15 kanun ve bunun alt mevzuatı çıkarılmış durumda. Çiftçilerimizi üretime teşvik etmek için bugünün değerleriyle verilen destek miktarı 1.6 trilyon. Tarım dışına çıkan arazi miktarı da yine bu süreçte önemli bir ölçüde azalmış durumda. 93 milyon bekarlık, 440 büyük olanın koruma altına alındığını söylemek istiyorum.

Yine organik tarım ve iyi tarım uygulamaları da bu süreç içerisinde desteklendi. Tarım ve sanayi entegrasyonu güçlendirmek için kırsal kalkınma yatırımları da devam etti ve 93 bin projeye yaklaşık 95 milyar lira bugünün rakamlarıyla kaynak ayırdık. Önümüzdeki dönemde yatırımları cesaretlendirmek adına ekonomik yatırımlarda proje limitini %100 arttırdık ve 7 milyondan 14 milyon liraya çıkardık. Tarımsal Kalkınma ve Destekleme Kurumu, Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti'nin eş finansmanıdır. 81 ilimize yardımlaştırdık. Üçüncü dönem çağrısındaki bütçe rakamı 785 milyon euro. 7 yıllık bir süreçte bu rakamda ülkemizdeki tarım girişimcilerinin kendi faaliyetlerini yerine getirebilmeleri adına onlara ayrılmış durumda. Burada altını çizmek istediğim hususta özellikle tarım girişimcilerinin gençlerden ve kadın girişimcilerden olması durumunda onlara pozitif ayrımcılıklar söz konusu. Daha geniş bir zamanda belki sadece bu konuya yönelinebilir. Sizlerin de yaşamış olduğu eleman bulamama konusu tarımda da var, tarımda bir adım ötede. Gerçekten kadın ve gençlerin üretimin içerisinde kalma iştahı bizim istediğimiz, arzuladığımız seviyede değil. Dolayısıyla bunu cesaretlendirecek, her türlü etkiyi oluşturacak hususları göz önünde tutuyoruz.”

Tarım ve hayvancılık alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Yumaklı, özetle şu ifadeleri kullandı:

“Organize Tarım Bölgeleriyle hem teknoloji hem de inovasyonu kullanarak verimli tarımsal üretim sahaları oluşturuyoruz. 41 ilde 60 organize tarım bölgesi projemizin hayata geçmesi için büyük çaba harcıyoruz. Su ve sulama alanında 2,4 trilyon lira kaynak aktararak 10 binden fazla projeye imza attık. İnşallah yeni üretim sezonuyla birlikte planlı üretime geçmiş olacağız. Bu süreci sağlam bir şekilde sahaya aktarmak için sektörün her bir parçasının bu konuya destek vermesi büyük önem taşıyor. Bu noktada sanayicilerden en önemli beklentimiz sözleşmeli üretimin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması. Sözleşmeli tarımsal üretimin, hem üretici açısından hem de sanayici açısından birçok faydası var. Sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu kaliteli ham maddenin, fiyat dalgalanmalarından korunarak temin edilmesini sağlıyor. Diğer taraftan da çiftçimiz gelir garantili üretim yapıyor. Bu sayede tarımsal üretim yapılırken, optimum girdi ile maksimum verim sağlamış oluyoruz. Sözleşmeli üretimin ülke geneline yayılması için sanayicilerin vereceği destek çok kıymetli. Sözleşmeli üretimi yaygınlaştırmak için, bu kapsamda üretim yapan çiftçilerimize kullandıkları tarımsal kredilerde yüzde 15 ilave faiz indirimi sağlıyoruz. Böylece gerekli diğer koşulları da sağlayan üreticilerimiz kredilerinde yüzde 100 faiz indirimine erişebiliyor.”

Bütün paydaşları su için ortak kaygıda ve katkıda buluşmaya davet ettikleri Su Verimliliği Seferberliği çalışmalarının da sürdüğünü dile getiren Bakan Yumaklı, şu bölümlerin altını çizdi:

“Bu kapsamda, kentsel, tarımsal, endüstriyel ve bireysel su verimliliği için hedeflerimiz doğrultusunda öncelikli eylemleri geliştirdik. Sizlerle iş birliği içerisinde su verimliliği tedbirlerinin uygulanmasıyla, sanayide yüzde 50’ye varan oranlarda su kazanımı sağlanmasını hedefliyoruz. İstanbul Sanayi Odası tarafından hazırlanan, iklime duyarlı su ve atıksu yönetimimi ele alan, endüstriyel atık suların geri kazanımına özel vurgu yapılan Su Raporunun bu süreçte önemli bir adım olduğuna inanıyorum. Sanayi kaynaklı su stresinin önemli ölçüde hafifletecek olan önerilerin kurumlarımızın ortak katkısı ve iş birliğiyle önümüzdeki dönemde bir takvim dâhilinde hayata geçirilmesi için bu toplantının bir başlangıç olmasını temenni ediyorum.”

Yapılan konuşmaların ardından mayıs ayı Meclis Toplantısı, İSO Meclis Üyeleri’nin kürsüye gelerek gündem maddesine ilişkin görüşlerini paylaşması ve değerlendirmelerini aktarmasıyla devam etti. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın İSO Meclis Üyeleri’nden gelen soruları da yanıtlamasının ardından toplantı sona erdi.