Uzun Aradan Sonra Odakule’de toplanan İSO Meclisi’nde; “2021 ve 2022'ye Ekonomik Açıdan Bakarken Sanayimizin Bugünü ve Geleceğine Yönelik Riskler ve Fırsatlar” Konuşuldu

  • Meclis Konuşması
meclis-aralik2021-01

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) aralık ayı Meclis toplantısı, 22 Aralık 2021 tarihinde Odakule’de yapıldı. İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay’ın başkanlığında yapılan Meclis Toplantısı’nın ana gündem maddesi “2021 ve 2022'ye Ekonomik Açıdan Bakarken Sanayimizin Bugünü ve Geleceğine Yönelik Riskler ve Fırsatlar” oldu. Toplantıya, TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay, Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay ve Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda üyeler tarafından İSO’nun 2021 yılı bütçesi ibra edilirken, 2022 bütçesi de Meclis Üyeleri tarafından kabul edildi.

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO Meclisi’nde yaptığı konuşmada geçen pazartesi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan yeni finansal araç ve ekonomik tedbirlerin; yeni ekonomi modelini desteklerken her zaman savundukları finansal istikrarın da tekrar oluşmasına katkı yapmayı amaçladığını vurgulayarak “Ayrıca her zaman savuna geldiğimiz üretim ekonomisi çarklarının istikrarlı bir şekilde işlemesine destek vermesini de ümit ediyoruz” diye konuştu.

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan

Bahçıvan konuşmasında “Kuşkusuz yeni ekonomi tedbirleri arasında en önemli başlık, TL varlıkların yeni bir döviz talebi yaratmayacak şekilde değerlendirilebilmesi amacıyla getirilen ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ uygulamasıdır. Bu yeni aracın etkin bir şekilde kullanılması durumunda, vatandaşlarımızın döviz mevduatı yerine TL’yi tercih etmesini sağlayarak, mevduatın vade yapısına olumlu katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Aralık ayı Meclis toplantısı İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay tarafından açıldı. Okyay toplantıda gündeme ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

“2000’li yıllar öncesinde Türkiye ekonomisinin bir türlü istikrarlı bir yapıya kavuşturulamamış olmasının ardında kronik enflasyonun olduğu olgusunu unutmamalıyız. Enflasyonda son dönemde ciddi bir artış yaşanıyor. Resmi verilere göre yıllık tüketici enflasyonu Kasım sonu itibariyle yüzde 21,3, üretici enflasyonu ise yüzde 54,6 oldu. Bu oranların yakın gelecekte daha da yükselmesi kaçınılmaz gibi görünüyor. Enflasyonla mücadele uzun soluklu bir iştir. Enflasyon ataleti alt edilemez bir problem değildir, ancak bunun için el birliğiyle doğru işler yapılması ve yapılanlara karşı önce toplumsal uzlaşı ve buna inanç oluşturup itibar gösterilmesini sağlamak gerekir. Uzun yıllar bu sorundan muzdarip olmuş bir millet olarak hatırlayalım atılan kararlı adımlar sonucunda elde ettiğimiz meyveler hepimizi mutlu etmişti. Ancak, son dönemde, dünyada da pandemi sonrası baş gösteren yüksek fiyat artışları nedeniyle enflasyon açısından keyifsiz bir döneme girdik. Bu tablo bizi enflasyonla mücadele kararlılığımızdan asla geri bırakmamalıdır.”

Okyay, konuşmasının ardından Meclis kürsüsüne konuşmasını yapmak üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı davet etti. Bahçıvan, Meclis toplantısının açılışında yaptığı konuşmada dünyada hala para bolluğunun yaşandığı, ülke olarak da fırsatların ve yapacak çok işin olduğu bir dönemde olduğumuza dikkat çekti. Bahçıvan “Kendi iç dertlerimizden kurtulup dünyadaki elverişli likidite koşullarından yeterince faydalanmalıyız, bu dönemi daha iyi değerlendirmeliyiz. Geçen hafta ekonomimizdeki aşırı dalgalanmalara çare olarak Hazine ve Maliye Bakanlığımız tarafından, benim de katıldığım toplantıda ‘Yeni Ekonomi Modeli’ açıklandı. Üretim odaklı ve ihracatı önceleyen bu modelde, para ve maliye politikalarının eşgüdümü ile tüm araçların etkin şekilde kullanılması öngörülürken, yüksek büyüme-yüksek cari açık sarmalından çıkılması hedefleniyor. Hiç kuşkusuz bu söylenenler hepimizin ortak arzusu. Fakat tamamen ihracat ve döviz getirisi üzerine odaklanılmamalı. İç piyasanın taşıyacağı riskleri de hesaba katmalıyız’ diye konuştu.

Geçen pazartesi akşamı açıklanan yeni finansal araç ve ekonomik tedbirlerin; yeni ekonomi modelini desteklerken her zaman savundukları finansal istikrarın da tekrar oluşmasına katkı yapmayı amaçladığını vurgulayan Bahçıvan “Ayrıca her zaman savuna geldiğimiz üretim ekonomisi çarklarının istikrarlı bir şekilde işlemesine destek vermesini de ümit ediyoruz. Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan sanayici ve ihracatçılarımızı da yakından ilgilendiren yeni bir ekonomik tedbir paketinin ayrıntıları henüz tam olarak netleşmemiş olsa da ilk bilgiler doğrultusunda yeni tedbirlere ilişkin görüşlerimi kısaca sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikli olarak geçen hafta belirlenen asgari ücret konusuna değinmek istiyorum. Asgari ücret konusunda oldukça hassas bir sürecin ardından hem çalışanlarımızın enflasyon karşısında alım gücünü koruyan hem de işverenin maliyetini belli ölçüde destekleyen bir çözüme ulaşılmasının da toplumsal refah açısından güzel bir netice olduğuna inanıyoruz. Kuşkusuz yeni ekonomi tedbirleri arasında en önemli başlık, TL varlıkların yeni bir döviz talebi yaratmayacak şekilde değerlendirilebilmesi amacıyla getirilen “kur korumalı TL vadeli mevduat” uygulamasıdır. Söz konusu önlemin kamuoyuna açıklanmasıyla birlikte kurda belirli rahatlama yaşanmış durumda. Bu yeni aracın etkin bir şekilde kullanılması durumunda, vatandaşlarımızın döviz mevduatı yerine TL’yi tercih etmesini sağlayarak, mevduatın vade yapısına olumlu katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Yine devlet iç borçlanma senetlerinde stopajın sıfırlanmasını da yurt içi borçlanmayı teşvik etmesi açısından olumlu değerlendiriyoruz” diye konuştu.

Yeni tedbirler arasında sanayiciler açısından dikkat çekici bir diğer düzenlemenin, kur dalgalanması sebebiyle fiyatlama belirsizliği yaşayan ihracatçı firmalara Merkez Bankası aracılığıyla ileri vadeli kur uygulamasının getirilecek olması olduğunun altını çizen Bahçıvan şunları söyledi:

“Bu gelişme de ihracatçılarımızın önünü görebilmesi açısından kritik. Söz konusu açıklamada belirtilen kurumlar vergisindeki 1 puanlık indirim, mevcut KDV uygulamasının gözden geçirilmesi, temettü ödemelerinde stopajın düşürülmesi, KGF desteğiyle öncelikli sektörlere uzun vadeli kredi imkanı sağlanması ve proje bankacılığının gündeme alınmış olması da sanayimiz açısından memnuniyet verici diğer başlıklardır. Öte yandan, bir süredir piyasalardaki oynaklıkta etkili olan, sermaye kontrolü getirileceği gibi söylentiler karşısında Cumhurbaşkanımızın serbest piyasa düzeninden vazgeçilmeyeceğini, kontrollü kambiyo rejimi gibi bir düşüncelerinin olmadığını açıklamasını da ekonomimizin istikrarı açısından değerli buluyoruz. Özetle; ülke olarak bu türde bir zorlu dönemle ilk defa karşılaşmıyoruz. Geçmişte olduğu gibi bugün de bu zorlukları hep birlikte elbirliğiyle aşabiliriz. Yeter ki belirsizlik olmasın, öngörü yapılabilsin, akılcı yaklaşımlar öne çıksın ve güven ortamı oluşturulabilsin. İşte bu noktada, bu hafta başlayan yeni süreci hep birlikte ortak akıl ve istişare yoluyla iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.”

Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ
Dünya Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Hakan Güldağ

Ardından moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı bir panel düzenlendi. Panelde TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay ile Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay son ekonomik gelişmeler ile ilgili görüşlerini paylaştı.

TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay, açıklanan Dövize Endeksli Mevduat (DEM) sistemi ile kontrolden çıkmış kur artışının engellendiğini söyledi. Bunun bir anlamda devre kesici olduğuna değinen Özatay, bundan sonra sistemin sürdürülebilirliğine odaklanmak gerektiğini ekledi. Tasarruf sahibi açısından istenen bir sistem olduğunu belirten Özatay, elde döviz tutmak ile sisteme girmek arasında bir fark olmadığını anlattı.Tasarruf sahibinin sisteme güven duyması gerektiğini dile getiren Özatay, Türkiye’de mevduatın çoğunlukla 32-33 gün vadeli olduğunu, DEM’in bunu kapsamadığını ve kapsaması gerekebileceğini ekledi.

TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay
TOBB-ETÜ Öğretim Üyesi ve
TEPAV Danışmanı Prof. Dr. Fatih Özatay

Banka açısından, kredi faizinin yeteri kadar düşmemesine yol açabileceğini hatırlatan Özatay, kur artışı beklentisinin önemine işaret etti. Özatay, “Kur artışı mevduat faizinin üzerinde olduğu sürece bütçe olumsuz etkilenecek. Borcun vadesi çok kısalıyor. Döviz cinsi borç, vadenin kısalması anlamına gelir. Hazine açısından sonuç: Döviz kuru artışı ile mevduat faizi arasında belirgin bir fark olmamalı ve bu fark açılmamalı” şeklinde konuştu.

Özatay, DEM sisteminin devamlılığı konusunda önemli unsurları sisteme güven duyulması, enflasyon bekleyişinin düşmesi, risk algısının düşmesi ve yurtdışından kaynak girişinin azalmaması olarak sıraladı. Özatay, programın başka konularla da desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay
Ekonomist Dr. Osman
Cevdet Akçay

Ekonomist Dr. Osman Cevdet Akçay ise günümüzde ekonomide kontrol edilemeyen pek çok gösterge olduğunu belirterek örnek olarak CDS primlerini verdi. Akçay, teminatın CDS primlerine bağlı olduğu krediler olduğunu ve belirli bir çizgiyi aştığında dövizin geri çağrıldığını hatırlattı. DEM sisteminin kabulü için doların 18’lere gelinmesinin beklenmemesi gerektiğini anlatan Akçay, devletin hedge fundgibi çalıştığını ancak kendini hedge ettiğini aktardı.

Model kavramının iptidai kaldığına işaret eden Akçay, model denilince ekonomi üzerinde kontrol olduğunun varsayıldığını ancak modern dünyada karşılıklı bağımlılığın esas olduğunu dile getirdi. Ekonomide alınan kararlar ve bunların yansımasının ölçülmesi gerektiğini söyleyen Akçay, DEM sisteminin gerekçeleri içinde ise temennilerin ağırlıklı yer aldığını belirtti. Piyasanın derinliğinin kaybolduğunu ve bir gecede çıkan modellerle bununla baş etmenin zor olduğunu anlatan Ak��ay, enflasyonu dikkate almadan reel sektörün desteklenmesinin mümkün olmadığını aktardı.

Konuşmaların ardından İSO Meclis Üyeleri gündem maddesi hakkında görüşlerini bildirdi. İSO Meclis Üyelerinin soruları ise panelistler tarafından yanıtlandı.