İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: ”Nükleer Enerji Bir Fırsat Penceresidir”

  • Etkinlikler
nukleer-toplanti-02

Ulusal Nükleer Enerji Tedarik Zinciri Kurulması Projesi’ne yönelik toplantı İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Mehmet Karaca’nın ev sahipliğinde 60 sanayicinin katılımıyla gerçekleşti.

Toplantıda konuşan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, yeni katma değer ve zenginlik yaratmada üniversite-sanayi iş birliğinin önemine değinerek, küresel ekonomik pastadan daha fazla pay almanın her geçen gün zorlaştığına vurgu yaptı. Bahçıvan konuşmasına şöyle devam etti:

“Eğitim kalitesi düşük, bilgi birikimi ve ARGE kapasitesi zayıf, inovasyon ve tasarım gücü yetersiz ülkeleri çok daha zor günler bekliyor. İşte, bu zorluklar karşısında; yüksek katma değerli, ileri teknolojiye dayalı, verimli, çevreye duyarlı, dışa bağımlılığı azaltan, güvenli ve sürdürülebilir bir üretim yapısı önem kazanıyor. Bir sanayici olarak duruma baktığımda, kendi alanımızda rekabet; teknoloji ve inovasyona bağlı hale gelmiş durumda. İşte, bu nedenle göreve geldiğimiz ilk günden bugüne üniversite-sanayi iş birliğine özel bir önem veriyoruz. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: ”Nükleer Enerji Bir Fırsat Penceresidir”İstanbul’daki, beşi devlet, ikisi vakıf olmak üzere toplam yedi üniversitemiz ile birlikte kurduğumuz, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin de önemli bir paydaşı olduğu ‘Sanayi Platformu’ da bunun kanıtı. Bu platformun, paydaşımız olan yedi güzide üniversitemizle birlikte güzel şeyler başaracağına hep inandım, inanmaya da devam edeceğim. İşte, bu toplantı, üniversite- sanayi iş birliğinin güzel bir örneği olduğu kadar, bu konudaki inancımda ne kadar haklı olduğumun da güzel bir ifadesidir.”

Hükümetin kısa bir süre önce tamamını açıkladığı Öncelikli Dönüşüm Programları arasında yer alan, “İthalata Olan Bağımlılığın Azaltılması Eylem Planı”nda nükleer konusuna da yer verildiğini hatırlatan Bahçıvan, “Ülkemizde yapımı planlanmış olan nükleer santrallerde kullanılacak ürünlerin büyük çoğunluğunun üretimi konusunda hazır olduğumuzu, ülkemizin en büyük Sanayi Odası olarak rahatlıkla iddia edebiliriz. Bu bir fırsat penceresidir. Buradan edinilecek tecrübeler ile sanayicilerimiz ileride yurt dışı pazar ve ihale süreçlerinde de söz sahibi haline gelebilecektir” dedi.

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca

İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin birer marka olduğunu ifade eden İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, gerçekleştirdikleri toplantı ile bir iletişim ağı oluşturduklarını belirtti. Üniversite-sanayi iş birliği konusunun sürekli konuşulduğuna değinen Karaca, bu toplantı sayesinde konunun realize olmasından dolayı mutluluk duyduğunu belirterek, “Üniversite ve sanayinin bir araya gelmesini çok önemli buluyorum. Enerji bizim için çok önemli bir konudur. Bu alanda tematik bir teknokent kurarak enerji hassasiyetimizi ne kadar önemsediğimizi gösterdik. Ülkelerin enerji alanında söz sahibi olması elzem bir konudur. Aslında bizim enerji alanında ilk trene binişimiz 1960’lara dayanıyor fakat devam ettirememişiz. Umarım bu toplantı ile yeni bir dönem başlatmış olacağız” diye konuştu.

İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Altuğ Şişman
İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Altuğ Şişman

İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Altuğ Şişman STK’ların, üniversite ve sanayicilerin bir araya gelmesi öneminden bahsederek, Türkiye'deki nükleer enerji projeleri hakkında bilgi verdi. Altuğ Şişman “16 milyar dolarlık mal ve hizmet alımı için Türk sanayisinin pay alabilmesi ve bu süreçte sanayici ve üniversitelerin birlikte hareket edebilmesi için bazı kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor. Nükleer, dünyanın en ileri teknolojisini içeren bir teknolojidir. Sanayicimizin de bunun bilincinde olması gerekiyor. İhalelerden iş alınabilmesi için bazı hedefler var. Öncelikle bütün sanayicilerin nükleer enerji ile üretim yapabilmesi için ciddi bir tarama yapılması ve üretim için seçilmeleri gerekiyor. Nükleer nitelikte üretim yapabilir hale gelmemiz için firma bazında yol haritalarının yapılması lazım. Hemen akabinde nükleer yetkinlik ve eğitim merkezinin kurulması şart. Ayrıca nükleer teknoloji ARGE merkezi ve nükleer endüstri platformu kurulmalıdır. Son olarak da çok amaçlı yerli nükleer araştırma reaktörünün tasarımı, üretimi, kurulumu ve işletimi ancak siz sanayicilerin yürütülebileceği bir süreçtir. Çünkü bu süreçte siz yoksanız biz de olamayız. İTÜ bu sürecin en aktif ve en büyük deneyime sahip en donanımlı üniversitelerdendir. Bugüne kadar 500 insan yetiştirmiştir üniversitemizdir” dedi.

Nükleer Enerji Proje Uygulama Daiersi Başkanı Necati Yamaç
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanı Necati Yamaç

Nükleer enerjinin çok önemli bir alan olduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi Başkanı Necati Yamaç, nükleere sadece enerji olarak bakmadıklarını, ekonomi, istihdam ve büyüme olarak da baktıklarını ifade etti. Yamaç şöyle konuştu:

“Nükleer enerjide yerli tedarik için atılması gereken birçok hedefler var. Sadece imalatı değil montaj ve test kabiliyetimizi de yerlileşme bazında önemsiyoruz. Bunu başarmamız gerekiyor. Bu süreçte önce ihtiyaçlarımızı, sonra da bu ihtiyaçlarımızın önceliğini belirleyeceğiz. Bunun sonrasında da bir aksiyon planı içine gireceğiz. Nükleer sadece konvansiyonal santrallar için değil, sanayimiz için de tedarikçi olabilir."

Prof. Dr. Üner Çolak
İTÜ Enerji Enstitüsü Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Yenilenebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Üner Çolak

Nükleer Endüstri Tedarik Zinciri projesi hakkında detaylı bilgi veren İTÜ Enerji Enstitüsü Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Yenilenebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Üner Çolak, projenin gerekçelerini katılımcılara açıklayarak, "Amacımız bir nükleer endüstri oluşturmak. Nükleer biraz farklı bir endüstridir. Bu nedenle buna hazırlanmak ve bir yol haritası oluşturmak önemli. Burada asıl önemli olan sanayinin nasıl bir hazırlık içinde olması gerektiğidir. Bütünden başlatılmasa bu ürünler dışarıdan da alınabilir. Fakat hedefimiz bu alımların, katma değer yaratacak Türk sanayicisinden alınmasıdır. Biz burada 550 bin parçadan söz ediyoruz. Bu ürünler biraz güvenlikle ilgisi olmayan teknolojilerden oluşuyor ve bu ürünleri göreceli olarak yerli imalattan alabiliyoruz. Fakat güvenlik ürünlerinde hemen hemen yoktu. Sertifikasyon çok önemli ve bu anlamda üretim yapan 7-8 ülke var. Türkiye'nin de bu ülkelerin arasında olması gerekiyor. Bu sektörde hiçbir firma tek başına var olamaz. Şirketler tedarik zincirinin bir parçası olmalı ve yetkinleşmek bu anlamda çok önemli. Zaten yetkinlik her sektör için önemli. Bu alanda yetkinlik elde etmek şirketlere her alanda büyük avantajlar kazandıracaktır” dedi.