T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın Katıldığı İSO Nisan Ayı Meclis Toplantısı’nda Çalışma Hayatına Yönelik Beklentiler ve Çözüm Önerileri Ele Alındı

  • Meclis Konuşması
nisan_meclis_manset_03

İstanbul Sanayi Odası (İSO) nisan ayı olağan Meclis Toplantısı, “Çalışma Hayatına Vizyoner Bir Anlayışla Bakarken; Sanayicilerimizin Beklentileri ve Çözüm Önerileri” ana gündemi ile Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz’ın başkanlık ettiği, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Faruk Özçelik, T.C. İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen ve Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’un da yer aldığı nisan ayı Meclis Toplantısı’na İSO Yönetim Kurulu Üyeleri, İSO Meclis Üyeleri ve çok sayıda basın mensubu da katıldı.

Türkiye’nin çalışma hayatında her zaman güvenli bir ortam sağlamak için yoğun bir gayret içinde olduklarını ifade eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, çalışma hayatının önemli gündem maddelerinden birinin iş kazaları olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Biliyorsunuz ki, özellikle son zamanlarda bir takım üzücü haberler üst üste geldi. Bu elim hadiselere ve ciddi can kayıplarımıza sebep olan iş kazaları bize; iş sağlığı ve güvenliği konusunda sadece rehberlik rolünün değil aynı zamanda teftiş ve denetim görevlerinin de sıfır toleransla, büyük bir hassasiyetle artırılması gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Ülkemizin çalışma hayatında her zaman güvenli bir ortam sağlamak için yoğun bir gayret içindeyiz. Bu çerçevede, iş sağlığı ve güvenliği standartlarının yüksek tutulması ve kayıt dışı istihdamla mücadele konularında daha etkin adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle önümüzdeki süreç, denetimlerin çok daha sıkı yapılacağı bir süreç olacak. Bu konuda sıfır tolerans ve sıfır taviz ile çalışmalarımızı yürütmeye devam edeceğiz. İş sağlığı ve güvenliği konusu; artık yüzyıllık planlar yapan Türkiye’nin ana gündem maddesi olmaktan çıkarılmalı. Bu hususta özellikle sizlerden büyük bir hassasiyet bekliyoruz.”

İSO Nisan ayı olağan Meclis Toplantısı’nda teknoloji ve yüksek katma değerli üretimde bilgi ve becerilerini üretime yansıtabilen nitelikli insanın en temel faktör olduğunu söyleyen İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal bahçıvan “Çağımızda bu hedeflere ulaşmak ancak nitelikli insana yatırım yapmakla mümkün. Bu doğrultuda, üniversite ve meslek lisesi eğitimlerinin nitelikli insan, nitelikli işgücü ihtiyacına cevap verebilmesi büyük önem taşıyor” dedi.


İSO Meclis Başkanı
Ender Yılmaz

İSO nisan ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışı, İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz tarafından gerçekleştirildi. Yılmaz, gündem maddesine ilişkin konuşmasında şunları söyledi:

“Geçmişte, tarım ağırlıklı bir ekonomiden sanayi ve hizmet sektörlerine doğru bir geçiş yaşanmasıyla beraber büyük değişikliklere neden oldu ve değişim sürecinde iş bulma olasılığı artırıldı. Yakın bir gelecekte ise, demografik yapıda nüfusun yaşlanması, gençlerin çalışmaya olan isteksizliği ve teknolojik ilerlemelerin kaydedilen dinamiklerini değiştirmesi sonucunda bu durum, yeni eğitim politikalarının ve süreçlerinin sürekli olarak güncelleştirilmesini gerektirmektedir.

Bu kapsamda sanayicilerin beklentileri ve çözüm önerileri, karar alıcı ilgili kurum ve kuruluşların iş dünyasının sürekli değişen dinamiklerine de uyum sağlamasını gerektiriyor. Beklentilerimizdeki önceliklerimiz arasında, teknolojiye yatırım, daha verimli üretim süreçleri, sürdürülebilirliğin yanı sıra en önemlisi nitelikli iş gücü kısaca insan kaynaklarına erişim ön plana çıkıyor. Sanayicilerin nitelikli işgücü ile istihdam olanaklarının sağlanması açısından çözüm önerileri arasında mesleki eğitim, mesleki gelişim programları, yeni teknolojik uygulamalar, sürdürülebilir üretim modelleri ve iş birliği platformları da iş dünyasının dinamiklerine uyum sağlamada kritik öneme sahiptir.”

İSO Meclis Başkanı Ender Yılmaz, daha sonra gündeme ilişkin konuşmasını gerçekleştirmek üzere İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ı kürsüye davet etti. Yüksek ve orta-yüksek teknoloji yoğunluklu imalat sektörlerinde sürdürülebilir rekabet gücü kazanılabilmesi için, yüksek verimlilik artışlarını kalıcı olarak sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydeden Bahçıvan, şunları söyledi:


İSO Yönetim Kurulu Başkanı
Erdal Bahçıvan

“Günümüzde yalnızca istihdamı ya da sermaye stokunu nicel olarak artırmaya dayalı bir büyüme modeli, sürdürülebilirlik sorunlarını çözmek için yeterli değil. Sermaye stoku artışını teknolojiyle buluşturmak, eğitim ve beceri düzeyini geliştirerek çalışanların niteliğini artırmak zorundayız. Erken emekliliği beklenti haline getiren bir toplumla gelişmiş ülke olmamız mümkün değil. Gelişmiş ülkelerin kalkınma hikayelerine baktığımızda bunu çok net görüyoruz. Teknoloji ve yüksek katma değerli üretimde bilgi ve becerilerini üretime yansıtabilen nitelikli insan en temel faktör olarak karşımıza çıkıyor. Çağımızda hedeflere ulaşmak ancak ve ancak nitelikli insana yatırım yapmakla mümkün. Bu doğrultuda, üniversite ve meslek lisesi eğitimlerinin nitelikli insan, nitelikli işgücü ihtiyacına cevap verebilmesi büyük önem taşıyor. Türkiye’nin orta vadeli, tutarlı ve sürdürülebilir bir istihdam politikasına acilen ihtiyacı var. Bu ihtiyaç; insan kaynağımızın etkin ve verimli bir şekilde değerlendirilmesi için YÖK’ün de dahil olacağı bir eğitim planlamasıyla geleceğimiz adına eğitimin her kademesinde mutlaka ele alınmalı.”

Türkiye’de ilk olarak bu kapsamda her geçen gün daha ciddi bir sorun haline gelen beyin göçünü mutlaka tersine çevrilmesi gerektiğine vurgu yapan Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğitim sistemimiz müfredat güncellemelerinden eğitmen yetiştirme politikasına kadar kapsamlı bir reformdan geçirilerek gençlerimizin eğitimden beklentileri yükseltilmeli. Türkiye’nin uzun vadeli bir bakışla önümüzdeki 25-30 yılın iş gücü planlamasını yapması, envanterini oluşturması gerekiyor. Bu çalışmalar yapılırken de yeni neslin hayattan ve çalışma hayatından beklentileri göz önünde bulundurulmalı. Ayrıca ülkemizde önemli bir gündem maddesi olan yabancı işgücü de Türkiye'nin sanayisine nitelik, akıl ve değer katacak şekilde bu planlama sürecine dahil edilmelidir. İşletmelerin hedeflerini yakalayabilmesindeki en kilit nokta çalışanlarıdır. Ancak çalışanlar en alt düzeyden en üste kadar hedeflerini gerçekleştirdiği zaman işletme hedeflerini yakalayabilir. Çalışanların da bu hedefleri tutturabilmesi onların mutlu, huzurlu ve aidiyet hissettikleri ortamlarda mümkündür.”

Geleneksel iş yöntemleri ve İK anlayışının, dijital dönüşümle yeniden şekillenen iş dünyasının ihtiyaçlarına artık cevap veremediğine dikkat çeken Bahçıvan, “Bu yüzden geleceğe yönelik iş tasarımlarını ve çalışan deneyimine öncelik veren yeni nesil çözümleri benimsemek, sürdürülebilir başarıya ulaşmak isteyen işletmeler için olmazsa olmaz” ifadelerini kullandı. İstihdamın sanayiden uzaklaşmaya başladığını dile getiren Bahçıvan, özetle şunları söyledi:

“2023 TÜİK verilerine göre, istihdam edilenlerin sadece yüzde 21,2’si sanayi sektöründe çalışıyor ve bu oran neredeyse son 20 yıldır aynı dengede duruyor. Çalışanlarımızın sanayiye yönelmek yerine hizmetler ve kamu sektörünü tercih etmelerinin en önemli faktör olduğunu görüyoruz. Ülkemizin kalkınması ve refah toplumuna ulaşabilmemizin yolu üretim ekonomisinden geçiyor. Bu noktada sanayi sektöründe çalışma daha cazip hale getirilmelidir. Bunun için, istihdam maliyetleri rekabetçi seviyelere çekilmeli, esnek çalışma modellerinin önü açılarak işgücü piyasasının esnekliği güvenceli bir şekilde sağlanmalı ve yüksek katma değerli üretimi gerçekleştirecek sanayi işçiliğini cazip kılacak muhtelif önlemler alınmalıdır. Pandemi ile birlikte esnek, kısmi ve uzaktan çalışma modelleri iş hayatına yoğun bir şekilde girdi ve özellikle yeni nesil tarafından daha fazla tercih edilir oldu. Söz konusu farklı çalışma modelleri için özellikle mevzuat ve uygulama altyapısı güçlendirilmelidir. Dijitalleşme, yapay zekâ, robotik teknolojiler ve yeşil dönüşüm, sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü tanımını da dönüştürüyor. Bu dönüşümün gerektirdiği becerilere sahip yeni iş gücünü yetiştirirken mevcut çalışanların da değişen koşullara uyum sağlamalarına destek olacak eğitim ve teşvik modelleri kurgulanmalıdır.”

İş dünyasının gündemini en fazla meşgul eden konulardan birinin iş davaları olduğunu söyleyen İSO Başkanı Bahçıvan, sözlerine şöyle devam etti:

“İş davalarında arabuluculuk mekanizmasının 1 Ocak 2018’den itibaren zorunlu hale getirilmesi son derece faydalı bir uygulama oldu. Bu yöntemle, birçok dava mahkemeye gitmeden anlaşma ile sonuçlandı. Bununla birlikte mahkemelerde görülen iş davalarının büyük çoğunluğunun işveren aleyhine sonuçlanması istihdam yaratmanın önündeki önemli bir sorun. Ülkemiz sanayisinin dünya rekabeti içinde yerini alması için işçinin de işverenin de eşit şartlar, eşit haklar altında; amaç birliği ve huzur içinde çalışması ülkemiz ekonomisinin geleceği açısından büyük bir önem taşıyor. Davalarda amaç tek tarafı korumak değil, adaleti sağlamak olmalıdır. İş dünyasının en önemli konu başlıklarından biri de yıllardır dile getirdiğimiz kıdem tazminatıdır. Mevcut kıdem tazminatı sisteminin hem işçiyi hem de işvereni fazlasıyla mağdur eden bir yapı olduğunu düşünüyoruz. İşçi açısından duruma baktığımızda; bugün mevcut sistem içinde kıdem tazminatı alabilen işçi oranı yüzde 15’in altında bulunuyor. Bu nedenle kıdem tazminatında işverenin mevcut yükünün artırılmaması ve oluşturulacak olan yeni modellerin tasarruf sahipleri açısından bir endişe doğurmayacağı temel unsurları çerçevesinde, kıdem tazminatı konusunun gözden geçirilerek reforma tabii tutulmasının zamanı gelmiştir. Üzerinde durmak istediğim bir başka konu da zorunlu istihdam. Firmalarda iş güvenliği uzmanı çalıştırılması yükümlülüğü kabul edilebilir. Ancak faaliyet alanına göre doktor, avukat ve mühendis çalıştırma zorunlulukları özellikle küçük ölçekli firmalarımıza ciddi mali yükler getiriyor. Bu kapsamda, zorunlu istihdam konusunun tekrar gözden geçirilmesinde ve bir çözüme gidilmesinde yarar görüyoruz.”


T.C. Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı
Prof. Dr. Vedat Işıkhan

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, İSO nisan ayı olağan Meclis Toplantısı’nın gündemine ilişkin yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Türkiye olarak gerek küresel finans koşulları, gerekse son yıllarda üst üste atlattığımız doğal afetler ve salgın dönemi nedeniyle içerisinden geçtiğimiz sürece rağmen; yatırım, üretim ve istihdam politikamız, gelecek hedeflerimiz bağlamında en önemli gündem maddemiz olmaya devam ediyor. Bu vizyonun en önemli bileşenini ise sanayi sektörümüz oluşturuyor. Dolayısıyla sanayi sektörü, ekonomimizin can damarı, Türkiye Yüzyılı kalkınma hedeflerimizin ise can suyu olma özelliğini koruyor.

 Geleceğin büyük ve güçlü Türkiye’sinin parolası olarak gördüğümüz yatırım, üretim, istihdam vizyonumuzun baş aktörleri olarak sizler de önemli bir görevi ifa ediyorsunuz. Bizler kurulduğu günden beri, milletiyle birlikte yürüyen bir hükümetiz. Çeyrek asra yaklaşmış bu süreç içerisinde olmaz denilen, yapılamaz denilen ne varsa bir bir yaptık. Tüm bunları; temeli tamamen bilimsel analizlere ve geçmiş tecrübelerimize dayanan, ayakları yere basan bir gelecek perspektifiyle gerçekleştirdik. Tüm dünyayı derinden sarsan küresel bir salgından, 6 Şubat depremlerinden, Ard arda gelen doğal afetlerden, bölgemizde süren çatışma atmosferinin olumsuz etkilerinden alnımızın akıyla çıktık, çıkacağız.”

Türkiye’nin yaşanan zorlu küresel koşullara ve yaşanan deprem felaketlerine rağmen Avrupa Birliği (AB) ve OECD ülkeleri arasında yıllık bazda en yüksek büyüme kaydeden ülke olduğunu belirten Bakan Işıkhan, “2023 yılında yüzde 4,5 oranında büyüdük. Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 TL, ABD doları cinsinden 13 bin 110 olarak hesaplandı. Tabi istikrarlı bir yatırım, üretim süreci istihdam artışını da beraberinde getiriyor. Son dönemdeki istihdam rakamları da bu durumu teyit eder mahiyettedir. Bilhassa, son aylarda istihdam ve işgücünde istikrarlı ve etkileyici bir ivme yakaladık. Ülkemiz son yıllarda istihdam rakamlarında tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bir önceki yıla göre İşgücü sayısı 775 bin kişi, istihdam sayısı 1 milyon 156 bin kişi artmıştır” ifadelerini kullandı.

İş gücüne katılım oranları hakkında bilgilendirmede bulunan Bakan Işıkhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Oransal olarak bakacak olursak işgücüne katılma oranı 0,8 puan, istihdam oranı 1,4 puan artmıştır. İş gücüne katılma oranımız tarihin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bu, vatandaşlarımızın iş gücüne daha aktif bir şekilde katıldığını ve ekonomimize güvenle hizmet ettiğini gösteriyor. Tabi bu başarıda sizlerin payı çok büyük. Bu vesileyle sizlere ve sizlerin nezdinde; vatandaşlarımıza iş kapısı açan, kalkınmamıza omuz veren tüm sanayicilerimize, yatırımcılarımıza ve işverenlere ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak bizler de bu gayrete mümkün olan en büyük desteği sizlere vermeye çalışıyoruz.

İşverenlerimizin istihdam rakamlarını artırmalarına mümkün olan en büyük katkıyı sağlamak için önemli teşvik ve destek uygulamalarını hayata geçirdik. Bir taraftan yatırım ve üretim ortamını iyileştirirken diğer yandan işe alımlarda, nitelikli iş gücü temininde sağlam bir köprü olma görevimizi yerine getiriyoruz.”

9 Şubat tarifinde Bakanlık tarafından kadın istihdamını artırmaya yönelik hayata geçirilen “İş Pozitif Projesi” kapsamında bugüne kadar ülke genelinde işe yerleştirilen kadın sayısının 100 bine ulaştığı bilgisini veren Bakan Işıkhan, kadın istihdamına ilişkin şunları söyledi:

“Kadın istihdam oranı bir önceki yıla göre 1,2 puan artmıştır. Kadınların istihdamını desteklemek adına 9 Şubat’ta başlattığımız İş Pozitif ile özellikle kayıtlı kadın istihdamında önemli bir mesafe kaydettik. 9 Şubattan beri Türkiye genelinde işe yerleştirilen kadın sayısı bugün itibariyle 100 bin kişiye ulaşmış durumdadır. İstanbul ilinde ise 31 bin 543 kadın iş sahibi olmuştur. İş Pozitif uygulamamızda olduğu gibi tüm programlarımızda İstanbul’un önemi çok büyük.

İŞKUR aracılığıyla istihdam sürecine adeta yeni bir soluk getirdik diyebiliriz. Projeyle hem kayıt dışı istihdamın önüne geçmeyi, hem de işveren ve iş arayan arasındaki iletişimi daha kolay hale getirmeyi hedefledik. Hedeflerimize büyük ölçüde ulaştık. Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı gibi güçlü yol haritalarımız ile daha da iyi seviyelere geleceğiz inşallah.”

Kayıt dışı istihdam konusunda kararlı adımlar atacaklarını belirten Bakan Işıkhan, kayıt dışı istihdamın hem çalışanların haklarını ihlal ettiğini hem de ülke ekonomisine zarar verdiğini söyledi. Bakan Işıkhan, şu ifadeleri kullandı:

“Bu nedenle, kayıt dışı istihdamla mücadelede daha etkin bir rol üstlenerek denetimler daha sıkı yapılacaktır. Bu denetimlerin amacı, iş yerlerimizin mevcut standartlara uyumunu kontrol etmek ve gerekli önlemleri almayanları tespit etmektir. Biliyorsunuz 5 yıl aradan sonra Çalışma Meclisi’ni yeniden topluyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle ve tüm paydaşlarımızın katılımlarıyla 29 Nisan’da başlatacağımız istişare sürecinde, özellikle kayıt dışı istihdam, çalışma şartları, iş sağlığı ve güvenliği gibi çalışma hayatının ana gündem maddelerine dair kalıcı olarak çözümler üreteceğiz. İş dünyasıyla iş birliği içinde, istihdamın artırılması, nitelikli iş gücünün yetiştirilmesi, iş sağlığı ve güvenliği gibi konularda daha güçlü adımlar atmaya devam edeceğiz. Önümüz açık, geleceğimiz bugünümüzden daha aydınlık.”

Yapılan konuşmaların ardından nisan ayı Meclis Toplantısı, İSO Meclis Üyeleri’nin kürsüye gelerek gündem maddesine ilişkin görüşlerini paylaşması ve değerlendirmelerini aktarmasıyla devam etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan’ın İSO Meclis Üyeleri’nden gelen soruları da yanıtlamasının ardından toplantı sona erdi.